Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yahudiler ve Araplar - Çağlar Boyu İlişkileri

Nuh Arslantaş

Yahudiler ve Araplar - Çağlar Boyu İlişkileri Gönderileri

Yahudiler ve Araplar - Çağlar Boyu İlişkileri kitaplarını, Yahudiler ve Araplar - Çağlar Boyu İlişkileri sözleri ve alıntılarını, Yahudiler ve Araplar - Çağlar Boyu İlişkileri yazarlarını, Yahudiler ve Araplar - Çağlar Boyu İlişkileri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdünnasır'ın halefi Enver Sedat otoriter yönetimin baskısını azaltabildi. Yaklaşık aynı yıl (1970) iktidara gelen Suriyeli Hafız Esad, uyumsuzluk ve kar­gaşasıyla adı çıkmış bir ülkede hiç olmazsa denge sağladı. Kadro ve belki de lider grupların her an değişme ihtimaline rağmen bu ülkelerdeki rejimleri devirmeye hazır ve muktedir herhangi bir politik teori veya güç, henüz ortaya çıkmış gö­zükmemektedir. Bir diğer mesele ise otoriter idarelerin deva­mının Arap halklarının karakteri ve maneviyatını nasıl etkile­yeceğidir.
Arapların Pan-Arabism faaliyetleri:
Biraz aşağıda, bazı önemli girişimlerden bahsedeceğiz. 1950'lerin başında, Ürdün ve Irak'ı birleştirmek suretiyle Bü­yük Suriye planı tartışıldı. 1958'de Suriye ve Abdünnasır Mı­sır'ından oluşan Birleşik Arap Cumhuriyeti (UAR) kuruldu; ancak Mısır baskıcı bir tavır takınmaya başlayınca Suriye bu birliği bozdu. Mısır, 1972 yılında Sedat yönetiminde adı Mısır Arap Cumhuriyeti olarak değiştirilenceye kadar bu resmi adı taşıdı. Ancak bundan kısa bir süre evvel, 1 Eylül 1971'de Lib­ya, Mısır ve Suriye'yi kapsayan Arap Cumhuriyetleri Fede­rasyonu kuruldu. Fakat Libya'nın güçlü adamı Kaddafi yü­ünden, bu yeni oluşum da gerçekleşmedi. 1974 Baharı'nda Sedat'ı devirme teşebbüsü bile Libya liderinin entrikalarına atfedildi. Daha ilginç bir gelişme, Kaddafi ile Tunus devlet başkanının, iki ülkeyi birleştirme çabalarıdır. İki ülkenin birleştiğine dair deklarasyonu birlikte anons etmişlerdi (ancak bu anlaşma da sadece kısa bir süre sonra iptal edilmiştir).
Sayfa 277Kitabı okudu
Reklam
Hagana ve Palmah:
Hagana, kelime olarak "savunma" anlamındadır. 1948 yılında İsrail ordusunun çekirdeğini oluşturan yarı askeri bu örgüt, kırsal bölgelerdeki Yahudi koloni­ lerini (kibuts) Araplara karşı koruyordu. 1917'de bir kurmay heyetine bağ­landı. 1929 ve 1935 yıllarında da Araplara karşı mücadelesinde kendini kanıt­ladı. İsrail devletinin kurulmasından sonra, İsrail silahlı kuvvetlerinin çekir­değini oluşturmuştur. Palmah ise "saldırı birlikleri" (peluggot mahaz) anla­mında bir kelime olup Hagana'nın hazır kıta, sürekli devriye gezen birliğine verilen bir addır.
Sykes denen adam Arap isyan bayrağının mimarlarındandır:
Sir Mark Sykes'ın 1915 sonlarında uzman okuyucular için hazırladığı The Caliphs' Last Heritage [Halifeler'in Son Mirası] adında, Osmanlı Devle­ti'nin geleceği üzerine hazırladığı kitabından okunabilir. Ya­ zar kitabının Önsöz'ünde İskoçya'nın İskoç olduğu kadar, Türkiye'nin Türk olmadığını; devletin Türkmenler, Yahudi­ler, Araplar, Ermeniler, Kürtler ve Yunanlılar gibi birçok un­sur uyruktan teşekkül ettiğini açıklama gereği duymuştur.
Sayfa 262Kitabı okudu
I. Dünya Savaşı ön­cesinde Arapça'yı resmi dil olarak kabul etmiş tek bir Arap devleti dahi yoktu. O zamanın Asya Arabına nereli olduğu sorulduğunda, o Arap kendisini, bu veya şu kabile ya da bo­ya mensup bir Müslüman ya da Hıristiyan, bu veya şu kasa­ banın bir üyesi ya da herhangi bir köyün yerlisi veya Osman­lı Sultanı'nın bir tebası olarak tarif ederdi. Kendini Arap ola­rak adlandırması çok zordu
Sayfa 262Kitabı okudu
Arap memleketlerinin sadece Osmanlı'nın 400 yıl süren yönetimi (1517-1917) sıra­sında yabancı hükümranlık altında kaldığı şeklindeki yaygın kanaat yanlıştır. Osmanlılar' dan önce (1250-1517) Suriye, Fi­ listin ve Mısır'ı yöneten Memlükler, Arap kaynaklarında "Türk Devleti" olarak adlandırılmaktadır. Çünkü bu köle as­kerler Türkçe konuşan ülkelerden getirilmekteydi. Benzer bir sistem Memlük idaresi öncesi için de geçerlidir.
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Geç dönemlere ait İslam kaynaklarında (Hz.) Muham­med' e şöyle bir söz atfedilir: "Camilerinizin duvarlarını beyaza boyayın, onları kilise ve sinagoglar gibi resimlerle doldurmayın." Bu hadis sahih (güvenilir) olamaz. Çünkü Müslümanlar İs­lam'ın ilk yıllarında bu sorunlarla henüz meşgul değillerdi. Bununla beraber, Filistin'de Eriha (Jericho) yakınlarında Emevi halifelerinden birinin sarayında heykeller bulunmak­taydı (bunlar halifenin heykelleri değil dans eden kızların heykelleriydi) ve o döneme ait kalıntılarda benzer bulgulara ulaşılmıştır.
Sayfa 254Kitabı okudu
Yahudi inancında heykel yapma yasağı yahudi kutsal kitabından alıntı:
"Kendin için oyma put, yukarıda göklerde olanın yahıut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda ola­nın hiç suretini yapmayacaksın; onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyecek­sin." Bkz. Çıkış, 20/4; Levililer 26/1; Tesniye 5/8.
Yahudi rabbilerin sanata, özellikle de heykeltıraşlığa ve belli dönemlerde de resme olan muhalefeti, doğal olarak enstrümantal müziğe gösterdikleri muhalefetten daha güç­lüydü; zira put yapmaya karşı getirilen yasak 10 Emir' den bi­riydi.
Radikal Musevilerde hala müzik yasak diye biliyorum:
Kitab-ı Mukaddes'in pek çok sayfasında da belirtildiği gi­bi, eski İsrail'in hayatında müziğin çok önemli bir yeri vardı. Babilliler, Yahudi esirlerinden kendilerine Siyon şarkılarını söylemelerini istediklerinde, şüphesiz onlar anlamadıkları İbranice metne değil de müziğe başvurdular. Bu müzik, XIX. yüzyıl Viyanası gibi Siyon'un tüm eski doğuda iyi müziğiyle meşhur olduğu zamanlardaki müzik olmalıdır. Ancak II. Ma­bedin yıkılmasından sonra ve muhtemelen ahlaki ve zühdi sebeplerden dolayı enstrümantal müzik sadece sinagog ibadetlerinde değil Yahudi evlerinde de yasaklandı.
Sayfa 251Kitabı okudu
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.