Yakın ilişki uzun yıllar boyunca ruhsal yaşama ikincil bir alternatif olarak görülmüş ve bu şekilde deneyimlenmiştir. Son zamanlardaysa, apayrı alanları ve otomatiğe bağlamış ilişkileri devam ettirmek yerine, ruhsal ve özel yaşantılarımızı bir bütün haline getirme gereksinimi giderek daha belirgin bir hale gelmeye başlamıştır. Aldatma ve boşanma vakalarının artış göstermekte olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yakınlığın özgürleştirici gücünün derinlemesine anlaşılamadığı ortadadır. Genellikle ilişkiler zorlaşmaya başladığında geri çekilir, kurulacak daha derin ilişkilerin mükâfatlarını elimizden kaçırmış oluruz.
Olgunlaşmamış tek eşlilikten olgunlaşmış tek eşliliğe geçiş sadece bir partnerle yakınlık durumunu ergin hale getirme yolculuğu değil, aynı zamanda kendimize ait alanlar içinde ve bu alanlar arasında çıktığımız, varlığımızın geri kalan kısmı tarafından kabul edilmesi ve bütünleşmesi çok zor olabilecek bir yolculuktur. Yakınlığın dönüştürücü gücü, yakın ilişkileri dört-aşamalı bir mercek altında inceliyor: ben-merkezli, biz-merkezli eş bağımlı, biz-merkezli eş bağımsız ve merkezlenmiş. Bu konuda, bir psikoterapist ve spiritüel danışman olarak yılların deneyimine sahip olan Masters okurlarına yalnızca tepkisellik, fikir ayrılığı, utanç, öfke, korku ve şüpheden oluşan o sık çalılık arasında yollarını nasıl bulacaklarını göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bunları yepyeni bir ışık altında anlamalarını sağlıyor ve böylelikle kişinin kendisiyle ve partneriyle daha derinden ilişki kurmasını, yepyeni güven, bağlılık ve sevgi düzeylerinin oluşmasını mümkün kılıyor.
