Yakut Kayalar
Şükufe NihalYakut Kayalar Sözleri ve Alıntıları
Yakut Kayalar sözleri ve alıntılarını, Yakut Kayalar kitap alıntılarını, Yakut Kayalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Söylemez misiniz bana, niçin bedbahtsınız?
- Bunu size kim söyledi?
- Siz.
- Ne zaman?
- Sizi gördüğüm dakika.
- Ben kimseye bir şey söylemedim.
- Hakkınız vardı, kimseye bir şey söyliyemezdiniz, çünkü...
- Evet?
- Çünkü beyhunde söylemiş olacaktınız, bunu siz de biliyordunuz. Söyliyeceğinizi anlıyacak olsalardı sizi bedbaht etmezlerdi.
Sayfa 30
Evlenmek ne demek?
Terziden henüz gelmiş elbiseleri, sırsız yeşil taştan gözleri, iri taşlı yüzükleri, pırlantalı göstekleri olan yapısı sade maddeden bir mahlukla bütün bir ömürde bir oda içinde nefes almak mı?
Sayfa 23
Hiçbir şey yapmak kudreti olmayan bir adam, ne yapar?
Her gün, sabah, akşam, o, ayni şeydir.
Sayfa 70
İnsanlar birbirleri ile ne konuşurlar?
İnsanlar karşı karşıya geçerek niçin kahkahalarla gülerler?
Sayfa 28
Hayat ne güzel!
Ruhum, kayıtsız, hür, köklerini bulmıya başlıyor.
Sonra içimde bir korku:
İnsan ellerinden, insan gözlerinden ürküyorum. Beni yine zincirlerler mi diye...
Sayfa 34
Çünkü san'atkar her gün yenileşen, her gün yaratan bir ruh demektir.
Sayfa 16
Onlar... Onlar hülyalarını sarı yıldızlı, pembe atlaslı bir gelin odasının içinde, tellerini, duvaklarını örterek bir kukla olacakları güne bağlamışlar..
Sayfa 13
Anlaşmak ihtiyacı ruhumuzu kavuran,didikliyen en ateşli, en hain,en boyun eğmez ihtiyaç.
Bizi anlıyanın, bir kalp arkadaşı olmazsa bir baba, bir dost, bir kardeş olmasına da razı oluruz. Ruhumuzun kavrulmaya,tutuşmaya hiç olmazsa ısınmaya ihtiyacı vardır. Kalbimize sıcaklığını akıtan bu varlık,erkek kadın ne olursa olsun bizi teselli eder. Hayatta yalnız olmadığımızı biliriz. Bu, yaşamak için bize lazım olan kuvvettir.
“Güneş gene öyle batıyor, leylaklar gene öyle açıyor, bahar, yaz, kış, seneler… Hepsi yerinde, hepsi! Ben de… O, toprakların altında iken!.. Seni kime feda ettim? Seni, beni et ve kemikten başka hiçbir şey zannetmeyen et ve kemik yığını insanlara mı?..”
Benden giden birçok şey var
Aynanın karşısına geçiyorum, görüyorum ki eskisi gibi iki gözüm, iki kaşım, ağzım, burnum var. Saçlarım var. Aptal aptal kendimi muayene ediyorum, ben benim amma, benden giden bir şey var...
Benden giden birçok şey var.
Benden giden bütün bir ruh var...
Gülemiyen, ağlayımayan, ses veremiyen, ses alamıyan bu kalıp artık ne işe yarıyacak!.
Sayfa 25