Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yalnızlık Kokusu

Selah Özakın

Yalnızlık Kokusu Hakkında

Yalnızlık Kokusu konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
Okunma
Beğeni
212
Görüntülenme

Hakkında

Şişeyi yarılamıştı ki yolda yürüyen birinin nefes sesini duydu. Yok yok! Hıçkırıyordu her kimse! Pencereyi açtı. Gövdesini perdenin arkasına gizleyerek kafasını uzattı usulca. Tam da önünden geçiyordu kadın. Gürültü çıkarmış olmalı ki dönüp baktı. Hızla geri çekildi önce. Bir süre bekledi. İyice uzaklaşmış olmalı ki çıt çıkmıyordu dışarıda. Korka korka araladı perdeyi. Pencerenin önünde durmuştu. Ve sanki yeniden dışarı bakacağını biliyormuş gibi pencereye dikmişti ağlamaktan şişmiş gözlerini. Karanlıkta bir başka ışımaktaydı gözleri. Tam perdeyi kapayacaktı ki seslendi kadın: “Siz de duyuyor musunuz benim duyduğum kokuyu?”
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 16 dk.Sayfa Sayısı: 80Basım Tarihi: 1 Mart 2011Yayınevi: Bence Kitap
ISBN: 9786055858285Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Yazar Hakkında

Selah Özakın
Selah ÖzakınYazar · 3 kitap
Dört kardeşin en küçüğü olan Selah Özakın,1945 yılında Adana’da doğdu ve daha kundaktayken ayrılmış oldukları kenti, 1971’de, 12 Mart döneminde, öğretmenlik yaptığı Gaziantep’in Kilis ilçesinden, gözaltına alınıp götürüldüğü zaman gördü ilk kez. O da gözaltında tutulduğu tugayın penceresinden!... Hemen ardından, Kilis’ten, Ordu’nun Fatsa İlçesine sürülen Özakın, burada çalıştığı beş yıl içerisinde eşi ve arkadaşlarıyla kurmuş oldukları TÖB-DER şubesi bünyesinde, tiyatro çalışmaları yapmanın yanı sıra çıkardıkları bültende, dönemin siyasi çalkantılarına muhalefet eden yazılar yazmış, şimdi hayatta olmayan, 12 Eylül darbesi sırasında belediye başkanı ve Özakın’ın yakın dostu olan Fikri Sönmez ile kurdukları Halkevi’nde kültürel faaliyetlerini köylere kadar taşımışlardır. Yoksul bir ailenin dört çocuğunun en küçüğü olan Özakın, çok okuyan bir babanın ve ilkokulu bile bitirmediği halde, çocuklarıyla ilgili büyük düşleri olan bir annenin çocuklarından biri olmasına bağlamaktadır yazma dürtüsünü. Eğitimini tamamlayana kadar kötü bir öğrencilik yaşamıştır. Bu yüzden, iyi bir öğretmen olmak için çabalayıp durmuştur öğretmenliğinde. Yazmaya, yine çok okuyan ve yazdığı şiirde geçen, “kıralım demir kapıları” dizesi yüzünden okul müdürünün annesini çağırıp uyardığı abisine duyduğu hayranlık nedeniyle, ilkokulda başlamıştır. 12 Eylül darbesi de, kapısını sayısız kez çalmış ve Selimiye Kışlası’ında defalarca ağırladıktan sonra, kendisini Afyon ilinin Bolvadin ilçesine sürmüş, böylece yüksek okul dahil, çeşitli kademe ve okullarda çalışmış olan Özakın’ın okul öğretmenliğinden istifa etmesi sağlanmıştır. Vasıfsız işçi olarak, bir fabrikada kısa bir süre çalışan Özakın, iki odalı bir yerde, Türkçe öğretmeni olan eşiyle birlikte bir dershane açmaya çalışırken, birinci şubeden temiz kağıdı almaya gittiğinde, yeniden gözaltına alınmış, bu nedenle dershaneyi başkasının adına açmak zorunda kalmıştır. 2002 yılında, dershaneyi kapattıktan sonra, bütünüyle yazmaya yoğunlaşan Özakın, yaşadıklarının oluşturduğu tortuyu, anlatılar, öyküler, şiirler ve romanla, yeni kuşaklara aktarma çabasındadır.