"Elbette, bir yerde, artık, "yanar taş" sadece kömür değildir; büyük insanın tutuşturduğu bütün Dünya ve Dünya' nın yaktığı küçük insandır."
/Yanartaş II. /M.Seyda/
1941 yılının sonlarına doğru asker olarak başlayan Osman'ın (Çeliker/Çilingir), Çaycuma' ya sürgün edilmesiyle beraberinde askerlik yaşantısı, yalnızlığı ve uzaklığı içinde yaşamının yanında II. Dünya Savaşı'nın hızla ilerlemesiyle ülkede alınan tedbirler, kanunlar, vergiler, ihtikârlar ve Avrupa'daki savaşın Stanlingrad' a kadar ilerleyişinin noktalanması ile mektuplar, ajanslar, söylevler birarada yer almıştır. Olayların akışı yine tarihsel çizgide not düşürülerek yazıya geçirilmiştir. Kitapta geçtiği gibi:
"Oysa ben unuturum, unutur giderim. Yazarsam sanki bir şey olacakmış gibi, içimden:
(DUR BEN BUNUN ROMANINI YAZAYIM DA..)
Bu söz, romanın tarihî gerçeklik vurgusudur. Bütün olaylar ve kişiler Osman'ın dışında gibi görünse de geride bıraktığı kendisidir, yaşamından uzaklığıdır. Yaşayamadıklarıdır. Osman'ın Çaycuma da başladığı yılları bir tükeniş ve yalnızlıkla geçen "teslimiyettir" artık..
İyi okumalar dilerim..