En Eski Yanı Başınızdaki Sosyopatı Alt Etmek Gönderileri
En Eski Yanı Başınızdaki Sosyopatı Alt Etmek kitaplarını, en eski Yanı Başınızdaki Sosyopatı Alt Etmek sözleri ve alıntılarını, en eski Yanı Başınızdaki Sosyopatı Alt Etmek yazarlarını, en eski Yanı Başınızdaki Sosyopatı Alt Etmek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öncelikle sosyopati ve sosyopat nedir ve kimlere denir kısaca bunlardan bahsetmek istiyorum. Sosyopati suça yatkınlıktır ve bir anti sosyal kişi bozukluğudur.
Sosyopat, hoş olmayan davranışlarda bulunan, kurallara ve kanunlara uymayan veya bazı durumlarda kurallara uyuyormuş gibi davranan, verilen cezalardan hiçbir zaman ders almayan anti sosyal
Sosyopatların, kendilerine özgü duygusuzluklarına rağmen, "duygu-vampirleri" olduğunu öğrenmeliyiz. Kafa karışıklığımızı, öfkemizi ve korkumuzu körükleyerek üzerimizdeki kontrollerine şahit olma istekleri çok yoğundur. Başkalarının olumsuz duygularından beslenirler. Duyguların ne zaman ve nasıl gösterilmeyeceğini bilmek, bir sosyopatın varlığında onu doğrudan duygularımızla beslemekten ziyade nasıl sakin kalacağınızı bilmek hayati bir beceridir. O sizinle korkunç bir oyun oynuyor.
Sosyopatlarla girilen münakaşaların çoğu birinin ölümüyle bitmeyecek olsa da, onları durduracak tek şeyin vicdan değil de radara yakalanmama arzusu olduğunun fark edilmesi önemlidir.
İkna edici davranabilir, ancak asla kimseyle gerçekten arkadaş olamaz ve hemcinslerine samimi küçücük bir ilgi bile hissedemez. Bu duygulara sahip olduğunu iddia etse bile aile üyelerini sevemez ve onlar için gerçek bir ilgi duyamaz. Bir eşe bağlanma konusuna gerçek bir ilgisi yoktur; eğer evlenirse, birlikteliği sevgisiz, tek taraflı ve neredeyse kesin bir şekilde kısa vadeli olacaktır. Eğer eşinin kendisi için bir değeri varsa, onu, kaybederse kızgın hissedebileceği ancak asla gerçekten üzülmeyeceği bir mülk olarak gördüğü içindir. Eğer baba olursa, çocuklarını bile sevemeyecektir.
Normal insan bağlanmasının parçası olan yakınlık duyguları (aile ve arkadaş sevgisi, şefkat, alaka, minnettarlık) vicdan diye adlandırdığımız şeyin temelini oluşturur ve bunlar olmadan vicdan var olamaz.
Merhametsiz kişi bizi sonsuz bir şekilde şaşkınlığa uğratır. Özellikle menfur bir eylemi duyduğumuzda bunu anlaşılmaz olarak adlandırırız ve "Bir kimse bunu nasıl yapabilir? Aynada kendisine nasıl bakabiliyor?" diye sorarız. Sorularımızın sıklıkla basit bir cevabı vardır: Fail, aynalarla gayet iyi geçinir çünkü bir vicdanı yoktur. Aynı eylemi gerçekleştirmiş olsaydık, dayanılmaz suçluluk ve utanç duygusunu geri kalanımıza hatırlatacak iç mekanizmaya sahip değildir.
Sosyopatlarla gerçekleştirilen etkileşimlerin çok azı ölümcüldür, ancak bu etkileşim öyle ya da böyle neredeyse her zaman yıkıcıdır.
Sosyopatla olan bir ilişki, uğraştığımız kişinin doğasını fark edip etmememizi ayırt etmeksizin tehlikelidir ve bunu ilişkimizin başında genellikle fark etmeyiz.
Bir sosyopat bile keşfedilme ve ceza ihtimali hayli muhtemel olduğunda eğilimlerine gem vurabilir.
Sosyopatlarla karşılaşan çoğu insan , basit ama akıllara durgunluk veren gerçeğe inanmaktansa kendi kişisel değerinden ve akıl sağlığından daha kolay bir şekilde şüphe duyacaktır:
"(DSM-5) (2013) göre, antisosyal kişilik bozukluğu aşağıdaki yedi patolojik kişilik özelliklerinden üç ya da daha fazlası var olduğunda tanımlanabilen "başkalarının haklarını görmezden gelme ve ihlal etme şeklindeki kalıcı davranış örüntüsüdür":
1. Tutuklanmasına yol açan yineleyici eylemlerde bulunmakla belirli olmak üzere, yasal yükümlülüklere uymama,
2. Sık sık yalan söyleme, takma adlar kullanma ya da kişisel çıkarı ya da zevki için başkalarını dolandırma ile belirli sahtecilik,
3. Dürtüsellik ya da geleceğini tasarlamama,
4. Sık sık kavga dövüşlere katılma ya da başkalarının hakkına el uzatma ile belirli olmak üzere sinirlilik ve saldırganlık,
5. Kendisinin ya da başkalarının güvenliğini umursamama,
7. Sürekli bir işinin olmaması ya da parasal yükümlülüklerini yerine getirmeme ile belirli, sürekli bir sorumsuzluk,
8. Başkasını incitmesi, başkasına kötü davranması ya da başkasından çalması durumunda aldırmazlık gösterme ya da yaptıklarına kendince bir kılıf uydurma ile belirli olmak üzere pişmanlık duymama."
Sosyopatlar normalden daha fazla heyecan ve uyarılma ihtiyacı duyarlar ve bu kronik ihtiyaç genellikle fiziksel, finansal ve sosyal olarak sarsıcı riskler almalarıyla sonuçlanır. ("Hadi kasırga sırasında sahile gidelim" veya "Neden tüm paramızı bu yüksek riskli hisse senedine yatırmıyoruz? Birdenbire yükseleceğini biliyorum!" veya "Hadi patronun özel düğün partisini çökertelim. Yüzündeki ifadeyi görmek istemez misin?). Başlangıçta, bu tür riskler, hayatları daha dikkatli bir şekilde yönetilen insanlar için maceracı ve çekici görünebilir ve sosyopatlar, başkalarını onlarla tehlikeli girişimlere teşebbüs etmeleri için kolayca etkilerler. Daha sonra, vicdan bağı olan yoldaşlarına gelen herhangi bir zararın sorumluluğunu kabul etmeyi reddedeceklerdir.
Genel olarak, sosyopatlar patolojik yalanları, sahtekârlıkları ve sevdikleri insanlarla ve "arkadaşlarıyla" parazit ilişkileriyle bilinir. Özellikle duygularının sığlığı, sahip olduklarını iddia edebildikleri şefkatli duygularının içi boş ve geçici doğasi ve nefes kesen bir duyarsızlıkla tanınırlar.