Ağıdını yakasım var ölümümün
Kendi ölümüme kendimin ağlayası var
Açıp Kuran-ı Yasin'ler okuyup
Fatihalar gönderesim var ruhuma.
Alnımda boncuk boncuk terle
Dünyadan temizlenesim var.
Beyaz yorgamına bürünüp
Tahtadan atıma binesim var.
Nazlı nazlı cami avlusuna gidip
Tabutuma gözyaşımı akıtasım
Sarılıp, hıçkırıklara boğulasım
Kendi ölümüme ağlayasım var.
Dışarıdan dik ve vakur görünüp
İçimde yanar dağlar patlatasım var.
Gözyaşı kimseye kalmasın
Hepsini gözümden gönlüme akıtasım
Başımı tabutuma gömesim var.
Onu tek başıma sırtlayasım
Mezarımı ellerimle kazasım
Her avuç sonrası eli bağrıma vurasım var.
Nazarım mı değdi yüzüne
Yere düştü bakışların
Gücüm yetmez, elim uzanmaz
Bir buseyle, bir dokunuşla
Yüzünü yerden kaldırmaya.
Büyüsüne kapılır giderim güzelliğinin.
Ben şaşkın, gözler şaşkın, eller şaşkın.
Masallardaki beyaz atlı prensi kıskandıracak kadar
Parmakları kesmeye sebep Yusuf kadar...
Bir ben miyim Züleyha olamayan
Bir ben miyim Yusuf yerine kendimi zindanlara kapayan.
Gözlerinin karasına hapsolan ben miyim.
Ben miyim kendini kuyularda arayıp da bulamayan.
Aşkına verdiğim savaşta
Kalemim sağ elimden düşecek olursa,
Sol elimle tutabilir miyim.
Bir karış toprağa sığmasam da
Mürekkebime karışır mı kanım...
Kuyudaki son damlayla boğulan ben miyim.
Ve o son damlayla ıslanan içimdeki sen.
Kurur musun göz bebeklerimden güneşe sarkıtsam
Sonra seni tarlalardaki başaklar gibi toplasam.
Bakışlarını uzatır mısın bana
Sonra istesem nazarımı geri verir misin bana.
Söyle, geri verir misin?