Psikoterapinin yöntemleri kötülüğü güzel gösteren (Emmare) nefsimiz karasularında bizi boğuyordu. Hem de bir su birikintisi kadar sığ alanda. Terapi eninde sonunda bireysel bir ihtiyaçtı ve kendimizi yetersiz hissederken bize özgüven vermeyi amaçlıyordu. Biz de doğal olarak kendimize güveneceğiz derken özgüvenin kaynağını -Hak’tan bağımsız olarak-müstakil irademize bağlıyorduk. Sanki Hak’tan ayrıymışız, gayrımışız, ikilik varmış gibi. Uzun vadede bu bize yeni müşküller açıyordu, hiç farkına varamıyordu.
Ruhumla konuştum kalemsiz harfsiz
Ayrılık yok ruhla dost arasında
Ne kâğıt ne yazı, ne hitap ne ses
O senin yazdığın mektup aslında
Kendi dilinde cevap senden sana!
Güzel bir kitap,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Kardeşim başlangıçta seninle ben dini göstergelerine bakarak bir kişinin Müslüman olup olmadığı ölçülebilir sanıyorduk. böyle öğrenmiştik elbette namaz, oruç, zekat gibi dini itikat ve ameller bir ölçüdür ama kişi nefsini terbiye Müslüman etmeden dini tamamlamış olmazmış. konunun içi var, içi varmış.