Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak
Ken RobinsonÖne Çıkan Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak Gönderileri
Öne Çıkan Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak kitaplarını, öne çıkan Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak yazarlarını, öne çıkan Yaratıcılık Aklın Sınırlarını Aşmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okulda, akademik olarak yeterince başarılı olmayanlar, genellikle daha yetersiz olarak damgalanırlar.
Sayfa 13
Eğitimin temel görevlerinden biri akademik becerileri herkes için olabilecek en yüksek standartlara taşımaktır.
Sayfa 14
Artık öyle değil!
Bir zamanlar herhangi bir üniversiteden iyi dereceyle mezun olmak, iş bulmanın garantisiydi. Artık böyle değil.
Sayfa 10
İnsan zekası resmi akademik eğitimin bize öğrettiğinden çok daha zengin ve dinamiktir.
Sayfa 16
Başarısızlığın bedeli yüksek.
Sayfa 12
Gerçekçi ve gerçekten etkili bir strateji, ancak bir sorunun
nedenlerinin köküne inildikçe, ortaya konulabilir.
Sayfa 8
"Hepimiz olağanüstü doğal yeteneklerle dünyaya geliriz. Bunların gelişmesini ise, aralarında bu yeteneklerin kulanım biçimleri ve koşullarının da olduğu çeşitli faktörler belirler. Yaratıcılığın doğası ve süreçlerini anlamamız için insan zekasının temel bir öneme haiz üç niteliği vardır:
• Zeka çok yüzlüdür,
• Zekanın karşılıklı etkileşim niteliği vardır ve dinamiktir;
• Her birimizin farklı bir entelektüel ve yaratıcı beceri profili vardır.
Bu yaratıcı becerileri geliştirmek için, bunların ne kadar zengin olduklarının ve hangi koşullar altında ortaya çıkacaklarının farkına varmak gerekir."
En dikkati çeken değişimlerden biri de, üretime dayalı sanayiden, bilgiye dayalı diye tanımlanan sanayiye doğru olan kayış.
Sayfa 11
Düşüncelerimiz bizi köleleştirebilir ya da özgürleştirebilir. Ortaçağ
düşüncesinden modem çağa geçişte, yalnızca kuramda değil, ideolojide bir
değişiklik yaşandı. Paradigma değişiminin doğal tarihi, geçiş dönemlerin-
de karmaşanın yaşandığını gösterir. Bir süre sonra yeni fikirler bir düzene
kavuşur ve zamanla yeni, yenilenmiş dünya görüşünün -yeni ideoloji- bir
parçası haline gelirler.
Ben öyle düşünmüyorum
Akademisyenlerin fildişi kulelerde yaşadığı ve gerçek dünyanın meseleleri hakkında hiçbir fikirleri olmadığı düşünülür.
Sayfa 14