En Eski Yarım Yüzyıldan Şiirler kitaplarını, en eski Yarım Yüzyıldan Şiirler sözleri ve alıntılarını, en eski Yarım Yüzyıldan Şiirler yazarlarını, en eski Yarım Yüzyıldan Şiirler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir sabah tanıdık bir şehre girerken
Sıcak ve dost şeyler düşünür insan
Tanıdık bir yatak bekler sizi
Bir çocuk yüzü gülümser anılardan
Dost şehirler, sevgili, anne şehirler
Nice anılar, nice mutluluklar yaşadım her birinizde
Delikanlı bir sevinçle sokaklarınızdan geçtiğim oldu
Kederli günlerim oldu aklımı yitiresiye
Sonsuz kareli bir film gibi
Yaşamım geçiyor belleğimden
Tekrar etmek duygusu
Her şeyi yeniden, yeniden...
Bir sabah tanıdık bir şehre girerken
Hüzünlü, tuhaf şeyler düşünür insan
Sadece o şehrin değil
Kendisinin de değiştiği duygusundan...
(1977)
SEVGİNİN ÖNÜNDE
Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım
Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevginin önünde eğil kızım
-1981-
Ataol Behramoğlu'nun yazın hayatı harika bir seçkiyle kutlanıyor. 1959'dan günümüze her döneme ait şiirleri kronolojik olarak verilmiş.Doğan Hızlan'ın önsözü ve şairin coşkulu sesinden dinleyeceğiniz şiirlerin yer aldığı cd hediyesi ile bu kutlamaya renk katıyor.
SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM ZAMAN
Seni düşündüğüm zaman
İçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor
Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri
Seni düşündüğüm zaman
İlkbahar gibi bir şey oluyor
Anlatılmaz bir sevinç kaplıyor her şeyi
Elimdeki kalem
Parmaklarımda şakıyan
Bir kuşa dönüşüyor
Masam bir güneş denizinde yüzüyor
Seni düşündüğüm zaman
Yalnızlık çeken sözcükler
Kol kola giriyor birden
Seni düşündüğüm zaman
Bir bulut oluyorum
Uçmaktan başka bir şey bilmeyen
Bordeaux-2003
Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek
Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak
Yalanla kirli havada
Güçlükle soluk alarak
Savunmak gerçeği, çoğu kez
Yalnızlığını bilerek
Korkağı, döneği, suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak
Toplanıyor ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek
Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek
Kucaklıyor beni Metin Altıok
"Aldırma" diyor gülerek
"Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak"
"Maltepe askeri cezaevinin avlusunda
Sisler içindeki Büyükada'nın karşısında
Oturmuş yazarım bu şiiri
Eylül başlarında bir Cumartesi sabahı
Lodos titretiyor ağaçları
Yağmur geceden yıkamış çiçekleri
İnsanlar da ülkelere benziyor...
Sınırları var, yüzölçümleri,
Yasaları var...
Bayrakları, ilkeleri...
Kimi dağlık bir arazidir,
Kimi kıraç,
Kimi bereketli,
Kimi dardır,
Kimi engin gözalabildiğince...
Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir,
Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri.
Sonuçta ne küçümse insanları kızım,
Ne de önemse gereğinden çok,
Ama anlamaya çalış,
Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri...
Caddeden liseli kızlar geçiyordu
Medeni hukuku usulca kapattım
İmtihanmış paraymış etiketmiş
İnadına bir sigara yaktım
Örneğin dedim şu dünya
Bir boşlukta döner de döner
Şu yağmur şu hınzır eylül yağmuru
Adamı büsbütün deli eder
Peki insanlar peki insanlar
Hangi akla hizmet eder
Düşünüp düşünüp içimden
Saniyeler dakikalar saatler derken
Günler su gibi akıyor kardeşim
Bir yanda ders kitapları bir yanda kalbim
Şaşırdım kaldım