Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fikrinin Darwin Döneminin Sonuna Kadarki Kısa Tarihi

Yaşamın Evrimi

Celal Şengör

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“eğer insan hayvanlar alemine ait olmanın dışında hiçbir ilkeye bağlı olmadan yaşasaydı, diğer hayvanlar arasında insan kendisini doğanın gereklerine karşı en az koruyabilen olurdu ve rakipleri veya düşmanları olan diğerleriyle başa çıkmakta yeterli beceriye sahip olamazdı. dolayısıyla en sağlıklı ilkeler ışığında denebilirdi ki, bu durumda, insan türü dünyada soyu ilk tükenecek olanıdır.”
Eksik tek bir cümle dışında Anaksimandros'un hiçbir yazısı bize ulaşamadığı için, onun fikirlerini onu anlatan başkalarından öğreniyoruz. Aşağıda Anaksimandros'un yaşamın evrimi hakkındaki fikirleri üzerine elimize geçen bazı haberleri sıralıyorum: ︎Hippolytus: "Hayvanlar Güneş tarafından buharlaştırılan nemden türemişlerdir." ︎Aetius: "ilk hayvanlar nem içinde oluşmuşlardı ve dikenli kabukları vardı; büyüdükçe daha kuru olan karaya çıktılar ve bir defa kabukları çatlayınca kısa bir süre değişik bir şekilde yaşadılar." ︎Hippolytus: "Başlangıçta insan değişik bir hayvana, balığa benziyordu." Pseudo (Düzmece)-Plutarchus: "Balangıçta insan diğer cins bir canlıdan türemişti, çünkü diğer hayvan [yavruları] hemen kendi yiyeceklerini bulabilirler, yalnızca insan (yavrusu) uzun süre bakıma ihtiyaç gös­terir. Onun için, baştan beri insan olarak olmuş olsaydı asla hayatta kalamazdı. ︎Censorinus: "Bunlarda [balıklar veya balık benzeri hayvanlar] insanlar oluştu ve olgunluğa kadar cenin şeklinde korundu; en sonunda bu yaratıklar patladı ve kendi yiyeceklerini bulabilecek erkek ve kadınlar çıktı.
Sayfa 38 - İTÜ YayıneviKitabı okudu
Reklam
Geçmiş, bir daha ele geçmemek üzere gidip kaybolmuş görünüyordu. Yapılacak iş, onu baştan kur­manın yöntemini bulmaktı. Bunun için iki yol vardı: Ya kutsal kitaplardaki ta­rihçe doğru kabul edilerek bunun doğada izleri aranacak, ya da yer ve yaşam tarihçesi hiç bilinmiyor kabul edilerek yalnızca doğadaki izler sürülerek yeni bir tarihçe yaratılacaktı.
Sayfa 60 - İTÜ YayıneviKitabı okudu
Eğer yaşam da cansız alem gibi tekdüze bir değişime tabi olsaydı, jeolojik zaman süresince canlılar aleminde basitten karmaşığa doğru bir gelişme gözlenmemesi gerekirdi.
Sayfa 31 - İTÜ YayıneviKitabı okudu
Pseudo (Düzmece) - Plutarchus: ''Başlangıçta insan diğer cins bir canlıdan türemişti, çünkü diğer hayvan (yavruları) hemen kendi yiyeceklerini bulabilirler, yalnızca insan (yavrusu) uzun süre bakıma ihtiyaç gösterir. Onun için, baştan beri insan olarak olmuş olsaydı asla hayatta kalamazdı''
İTÜ Vakfı Yayınları
On beşinci yüzyılda, Tanrı 'nın yalnız yaratıcı ve hakim değil, aynı zamanda nimet bahşeden olduğu görüşü ile birlikte nimeti oluşturan çevreye karşı yeni bir ilgi uyanmıştı. Bu ilgi, çevreyi kutsiyetten giderek ayırdı; çevre gözlenecek, betimlenecek ve bilinecek bir nesne oldu. Bu bilgi içinde çevrenin "anlaşılması" henüz pek yoktu, çünkü "anlaşılma" süreci "nedenleri", nedenler de dini kavramları içeriyordu. Platon'un Tanrı'nın kafasında var olduğunu farz ettiği ebedi şekiller, yeni uyanan doğa bilgisi aşkının dışında kalan kavramlardı.
Sayfa 60 - İTÜ YayıneviKitabı okudu
Reklam
Acaba neden bir deveden bir buzağı veya bir keçiden bir deve veya bir güvercin yumurtasından bir tavuk civcivi çıkar­mamaktadır Yaratıcı? Buna verilen cevap, her türün belirli amaçlara yönelik olarak belirli malzemeden, belirli şekillerde oluştuğudur. Oluşumlara Yaratıcı'nın kendisi bizzat karışmıyor. Onları bir sistem haline koymuş, o sistem de bir saat gibi işliyor. O saatin içerisinde her dişlinin, her mekanizmanın ayrı ve değişmez bir görevi var.
Sayfa 50 - İTÜ YayıneviKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.