İhtilallere gebe kalan duyguların Tanrı'larıyız,infilak öncesi mağrurlaşan gemilerin hüzünlü ortasında, suçumuz cezamıza değsin; sözümüzü verelim, tutan olmasın.
Bir şiire başlamak gibi bir şey; silinirken siyah hayattan, ölüme Yazılan kırmızı....
Hiç ve yoktan...!
Aydınlığı ört şimdi, gecenin kızıyım ben.. Kes ve kanat karanlığımın çığlığını ve ört! Ben siyah'ın kızıyım.
Kendimi attım içimden,
İttim ve düştü ;
bir ışıktan diğerine kaçmak;acı.
'' sokakta kıskıvrak yakalanmış bir aşk hikayesi''nin kırılmış yüzünü gösterdin bana bugun, dün, yo yoo yarın, karanlıkta, orada;
``ben seni görmüyordum, sen beni izlerken.' '
Görmek değildi istediğim, hayır.
İstediğim bu değil,
hiç de! Değil.
Yalnızca siyahı görecek kadar körüm, yalnızca siyahı tutup gömecek kadar kör ve kırmızı..
Yanlışlıkla! Dökül sesimin ayazına..
Kazayla, çarpmayla, suçla, cezayla, yarayla, belayla.
Neyse ne!
Bu ayaz ki; alaz!
Bazı kadınlar yazmakla kanar; bazı adamlar ve bazı Tanrı'lar, yazgı dediğin bir kan pıhtısı kadar.
Aydınlığın rengini söndür şimdi ve konuşma, istediğim bu değil.
İlmek ilm3k ördüğüm ölümü, çözerken düğümlendiği yerden.
Yalnız'ca.
İntiharımın tek şahidi ol istiyorum!
Şimdi,
Işıkları söndür.
Siyah'ıma kırmızı'yı süren kadın,...