Okuduğum ikinci Kristin Hannah kitabı olan Yaz Rüzgarı, Ateşböceği Yolu'nda olduğu gibi başta anne-kız ilişkisi olmak üzere arkadaşlık, aile ilişkileri ve romantizm ağırlıklı bir kitaptı. Kitap 400 sayfa, maksimum bir haftanızı alır. Fazla akıcı olduğu için ben 2-3 günde bitirdim.
Baş karakterimiz, ünlü bir sunucu olan Nora, ilişkiler hakkında tavsiye veren fakat kendi hayatındaki ilişkileri düzeltemeyen, ünlü olmak uğruna kocasını ve iki kızını terk eden bir kadın. Bir skandalla iş hayatı biten Nora, bir trafik kazası geçirir ve medyadan uzak durmak amacıyla Summer Adasına gider. Bu adada ona yıllardır görüşmediği ve ondan nefret eden kızı Ruby eşlik edecektir. Ruby'nin annesiyle kalma sebebi ise, annesi hakkında bir yazı yazma koşuluyla edineceği 50 bin dolardır.
Yaşadığımız olaylar gerçekten gördüğümüz gibi mi, yoksa görmek istediğimiz gibi mi? Ruby'nin bakış açısına göre Nora çocuklarını ve kocasını terk eden bir kadın. Oysa Nora kötü bir çocukluk geçiren, aldatılan bir kadınken kocasının ihmalleri ve kocasının başka kadınlarla olan ilişkilerine nasıl göz yumabilirdi? Tüm adanın bildiği bu gerçekleri Ruby'nin görmezden gelip annesine karşı bir nefretle büyümesi Nora'ya haksızlık değil mi?
Anlayacağınız üzere kitap hakkında saatlerce konuşabilirim ama yapmayacağım. Kitaptan çok fazla etkilendim. Aklımda bir sürü soru işareti bıraktı.Kesinlikle okuma listenize eklemenizi tavsiye ediyorum.