Yazma yolunda olanlara bir kitap tavsiyesi daha. Kitap önce Yunus Emre ile başlıyor. Onun bizim için öneminden, yazma aşamasında olan herkesin neden Yunus'a uğraması gerektiğinden bahsediyor. Sonrasında ise tek bir çizgiyi benimsemiş, yolu öyle ya da böyle Yunus'a uğramış yazarlardan, şairlerden mütefekkirlerden söz açılıyor. Yazarın onları anlatması kuru kuruya bir anlatım olmuyor. (genel anlamda) yazarların etkilendikleri kişilere, eserlerine, görüşlerine, farklı konulara bakış açılarına değiniliyor. Kitap, okunduktan sonra ara ara açılıp istifade edilebilecek nitelikte
Fakat geleneksel çevreyi aşmayı da bildi ve hayatın dışında kalmadı. İslâmî şuur parıltılarıyla aydınlanmış kafasını devrin müspet bilgileriyle de doldurdu. İlgileri hem Doğu'ya hem de Batı'ya açıktı. Ama temeli, özü oluşturan İslâm'dı.
Hoca'nın zekiliğini kurnazlıkla karıştırmamak gerekir. Çünkü kurnazlık, örneğin zor bir durumdan kurtulmanın meşru olmayan yolunu bulabilme becerisi iken zekilik, meşru ama kimsenin düşünemediği bir yolla bu zorluğu aşmak marifetidir. Hoca, her insana olduğu gibi kendisine de İlahi bir nimet olan aklı doğru kullanan ve başkalarına da bu yolu gösteren birisidir.
Hoca, bulunduğu mevkie rağmen halktan birisi gibi yaşar. Bir taraftan imamlık, müderrislik, kadılık gibi asli görevlerini yaparken halktan kopmaz. Onlar gibi dağa gider, odun keser. Pazarda alışveriş yapar. Ticaretle uğraşır. Çalışkandır. Kendi damını kendi onarır. Kendi tarlasını kendi sürer.
Çağın kirli ve çirkin sesleri bizi bunaltmışsa, bunu fark etmişsek Yunus'la tanışıklığımızı artıralım. Yunus, yeniden girsin hayatımıza. Her evin kütüphanesini bir Yunus Divanı süslesin.