Yeryüzünün bazı coğrafi bölgeleri insan anlayışını yükseltme ve kozmik tesirleri taşımak bakımından diğer bölgelere nazaran daha üstündürler.
Bu tür yerlere "kozmik coğrafi merkezler" denir. Antik zamanlardaki mabetlerin inşa edileceği yerlere bu kutsal coğrafi noktalar dikkate alınarak karar verilmiştir. Merkezler için dünyanın manyetik alanı kullanılmış ve kadim bilgiler toplanarak ancak seçilmiş olanların girebileceği yerlere aktarılmıştır.
Bu öykü magara'nın, akra'nın, semystra'nın, alma roma'nın, konstantinopolis ve istanbul'un hiçbir zaman bakir olmadığını. Her şeyin bir öncesinin bulunduğunu ve dünyanın başlangıcından sonuna kadar akıp giden zamanı ölçen evrensel bir saatin bu kadim şehrin derinliklerinde saklı olduğunu anlatmaktadır.
İnsanlığın çağ atlaması için eflatun'un deyimiyle "mağaradan dişarı çıkış" süreci gerekmektedir. Ama bu öyküde 2. Mehmet'in "mağaraya giriş öyküsü" var.
(Tanıtım Bülteninden)