Kendi Kendine Yardım Kitabı

Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek

Aslıhan Dönmez

Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek Posts

You can find Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek books, Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek quotes and quotes, Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek authors, Yeme Bozukluğunun Üstesinden Gelmek reviews and reviews on 1000Kitap.
Biri size utanılacak bir durumda olmadığınızı, bunun iradenizle ya da iştahınızla alakalı olmadığını hatırlatınca kendinize olan hoşgörünüz artıyor..
İnişleri çıkışları olan bu yolda sizi iyi tanıyan, anlayan ve size doğru desteği verecek birinin olması omuzlarınızdaki yükü, suçluluk duygusunu, hayal kırıklığını o kadar azaltıyor ki..
Reklam
Hayatta hiçbir şey için geç olmadığını öğrendim..
Eskiden beynimizin belli bir yaştan sonra değişmeyen, sabit bir yapısı olduğu görüşü hakimdi. Fakat son yıllarda yapılan çalışmalar beynin yaşamın her döneminde değişebilen nöroplastik bir organ olduğunu gösterdi. Beynimizdeki sinir hücreleri birbirleriyle sinaps dediğimiz bağlantılar aracılığıyla iletişime geçerler. Biz yeni bilgiler öğrendiğimizde ve bu bilgileri tekrar tekrar kullandığımızda sinir hücreleri arasındaki sinaptik bağlantılar güçlenir ve bazen de yeni sinapslar oluşur. Buna sinaptogenez adı verilir. Psikoterapinin sinaptogenezi etkilediği artık bilimsel olarak gösterilmiştir.
Nöroplastik: öğrenme, hatırlama ve unutma yeteneğine sahip
Günümüzde obezite tedavisinde etkinliği en çok gösterilmiş psikoterapi türü Bilişsel Davranışçı Terapidir. Kişinin kilo almasına neden olan, kilo vermesini engelleyen ve kilo verdikten sonra geri almasına yol açan düşünce ve davranış kalıplarını fark etmesini ve değiştirmesini sağlar..
Obez hastalarda depresyon gelişme riski yaş, cinsiyet, medeni durum, kronik hastalıklar, düşük sosyal destek ve ekonomik güçlükler gibi diğer risk etkenlerinden bağımsız olarak toplumun geneline göre 5 kat daha artmıştır. Bu alanda yapılan çalışmalara göre obez kişilerde depresyon riski %55 oranında, depresif kişilerde obezite riskiyse %58 oranında artmaktadır. Depresyonla obezitenin bu karşılıklı ilişkisini açıklamak için birçok görüş öne sürülmüştür. Biyolojik etkenler arasında nöroinflamasyon, nörometabolizmadaki değişiklikler ve oksidatif stres yer almaktadır. Bedenimizin homeostatik dengedeki bozulmalara ve stres yaratan uyaranlara verdiği tepkiyi düzenleyen sistem hipotalamo-pituiter-adrenal (HPA) eksenidir. Hem depresyon hem de obezitede bu ekseninin aşırı aktif olduğunu gösteren belirteçlerin varlığı bu iki hastalık da benzer biyolojik mekanizmaların devreye girdiğini düşündürmektedir. Artmış inflamasyon yanıt ve buna bağlı olarak nörometabolik yanıtlardaki değişimler her iki hastalık için de ortak bulgudur. Leptin ve insülin gibi enerji metabolizmasını düzenleyen hormonlardaki düzensizlikler yine her iki hastalık için de benzerdir ve bu düzensizliklerin, her iki durumdaki aşırı yeme davranışlarında sorumlu olabileceği öne sürülmüştür..
Reklam
95 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.