İslam’a –ya da daha çok onun adına savaşanlara– karşı savaşmak söz konusuydu. Özellikle İkinci İntifada’nın ve Irak Savaşı’nın başından bu yana durmadan güçlenen Amerikancılık karşıtlığı, büyük çoğunlukla, bütünüyle Amerikan gücünün egemenliği altındaki bir dünyada hiçbir değişiklik olmadığı kanısını yayar. Tersine, ortada derin ve hızlı değişimler vardır..