Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yeryüzünün Ötesi

Charles Wohlforth

Yeryüzünün Ötesi Gönderileri

Yeryüzünün Ötesi kitaplarını, Yeryüzünün Ötesi sözleri ve alıntılarını, Yeryüzünün Ötesi yazarlarını, Yeryüzünün Ötesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şu an tarihteki bir dönüm noktasındayız. Çevresel çöküşün ve çatışmaların yaşanacağı bir dünyaya doğru da ilerleyebiliriz; kendimizi, paylaştığımız gezegene ve insanlığımızdan gurur duyacağımız başarılara da adayabiliriz. Uzay düşleri ile dengeli bir çevre umutları arasındaki ortak nokta şu: Her ikisi de ortaklaşa çalışmamızı ve yalnızca bir arada yapabileceklerimize adanmamızı gerektiriyor. Her ikisi de yeni ve güzel şeyler yaratabilmemiz ve dünyanın iyiliği için özveride bulunabilmemiz için buluşlar yapacak zekâmızı ve yürekliliğimizi gerektiriyor. Umudumuz, kolonicilerini Titan'a korkuyla değil, iyimserlikle gönderecek sağlıklı bir dünya.
Sayfa 332 - Ginko BilimKitabı okudu
Carl Sagan:
"İyicil, güçlü, her şeyi bilen, dua edebileceğiniz kişisel bir tanrıya inanmak eskiden olanaklıydı. Ancak şu an buna inanan pek az kişi vardır diye düşünüyorum. Bilim, iyisiyle kötüsüyle birçok geleneksel inancı yok etti. Öte yandan, insanlar hâlâ her zaman inanmış oldukları şeylere inanmaya gereksinim duyuyor. Hatta yaşadığımız zamandan ötürü belki de her zamankinden daha da fazla... Uçan daire efsaneleri gerçekten zekice bir ödünleme."
Sayfa 249 - Ginko BilimKitabı okudu
Reklam
Derin uzay keşifleri söz konusu olduğunda, astronotların, mağaracılar gibi hareket etmeyi öğrenmeleri gerekebilir. NASA öteden beri yapılacaklar listeleri ve kötü gidebilecek her şeye önceden hazırlanma stratejisiyle hareket etti. Astronotlar şimdiye dek Yeryüzünden görev kontrole ne yapmaları gerektiğini gerçek zamanla soramayacakları denli uzaklaşmadı. Ancak yapılacaklar listeleri, başka bir dünyayı keşfederken işe yaramayabilir. Radyo sinyallerinin Yeryüzüne ulaşma süresi, kontroldekilerle karşılıklı konuşmayı olanaksız hale getirecek denli uzun (iletişim daha çok kısa e-posta veya mesaj gönderip almak gibi olacak). Mars veya Titan'ın bilinmeyenlerine yolculuk, keşfedilmemiş karanlık bir mağaraya inmek gibi olabilir.
Sayfa 194 - Ginko BilimKitabı okudu
Astronotları korkutmak güçtür. Avrupa Uzay Ajansı'nda eğitmenlik yapan Loredana Bessone, bu sorunu, gerçekçi bir eğitim sağlamak üzere stresi tetiklemesi için astronotları bir mağaraya götürme fikrini uygulamasının ardından fark etti. Yeraltında fikir üzerinde çalışırlarken, gruptaki psikolog kirk beş dakika boyunca karanlıkta yalnız kaldı ve tüm o süre boyunca yaşamı gözlerinin önünden geçti. Loredana, psikoloğun deneyimini şu şekilde alıntılıyor: "Yalnızdım. Etrafımda ses, ışık veya başka herhangi bir şey yoktu, koku yoktu. Bir süre sonra hiçliği hissetmeye başladım. Bu, kendi soluğunuz dışında tam bir hiçlik hissi ve korkunç bir his." Bu mükemmel görünmüştü. Loredana, bunu astronotların da zifir karanlıkta, yardımsız, ne kadar süre orada bırakılacaklarını bilmeden deneyimlemelerini sağladı.
Sayfa 193 - Ginko BilimKitabı okudu
Yıldızlar, süpernovalar halinde patladığında, evrene neredeyse ışık hızıyla hareket eden maddeler saçar. Bu gökadasal kozmik ışınlardan (GCR) yayılan ışınımın küçük bir bölümü, yıldızların içinde oluşmuş, çoğunluğunu karbon, oksijen, silikon ve demirin oluşturduğu HZE¹ parçacıkları olarak adlandırılan ağır elementler içerir. Demir çekirdeği -elektronları olmayan demir atomu26 olan pozitif yüküyle aşırı iyonlaştırıcı özelliğe sahiptir ve yakınından geçtiği elektronları kendisine çekerek canlı hücrelere ve başka maddelere hasar verir. Ağır iyon, bu yüksek hızda çarptığı maddelere olağanüstü bir fiziksel darbe de indirir. HZE parçacıklarının –tekil atom çekirdeklerinin profesyonel ligdeki beysbol topu atışlarındakine eşdeğer miktarda enerji taşıdığı durumların gözlemlendiği oldu.
Sayfa 125 - Ginko BilimKitabı okudu
Fermi paradoksu, böylesine çok sayıda gezegenin sessizliğinin gizemine bir de zaman etmenini ekliyor. Evrenin yaşının 13 milyardan daha fazla olduğu düşünülüyor; ancak bizleri Yeryüzünün ötesine yayılmanın eşiğine getiren insan teknolojisi yalnızca birkaç milyon yıldır ortalarda ve üstel bir hızla ilerliyor. Metal işlemeye on bin yıl önce, sıfırı bir sayı olarak ele almaya bin yıl önce başladık, ayarlanabilir radyo buluşunu yüz yıl önce yaptık, YouTube izlemeye ve yanımızda iPhone taşımaya on yıl önce başladık. İnsanlar gezegenlerinden ayrıldı ve başımıza bir felaket gelmediği takdirde, uzay gezginleri de olacağız.
Sayfa 114 - Ginko BilimKitabı okudu
Reklam
Zeka da Yeryüzündeki birçok soyda defalarca, üstelik çevrele ri ve gereksinimleri farklı gezegenlerde bulunanlarınki kadar birbirinden farklı olan filler, inekler ve ahtapotlar denli uzak hay. vanlarda evrimleşti. Zekâ, büyük olasılıkla yaşamın serpilme firsatı bulduğu her yerde ortaya çıkıyor. Vermeij'in bir e-postasında söylediği gibi, “Zekâ, büyük olasılıkla birçok başka özelliğin olduğu gibi bir 'çeker havzası'; birçok farklı koşulda öylesine kullanışlı ki, eninde sonunda evrimleşeceği neredeyse kesin."
Sayfa 114 - Ginko BilimKitabı okudu
Titan'da, Yeryüzündeki kayaların yerine su buzu; suyun yerine de sivi metan var. Yeryüzündeki hayvanlar karbondan ve sudan oluşuyor. Titan'ın göllerinde karbon ve metandan oluşan hayvanlar olabilir. Asetilen C₂H₂ ile hidrojeni H₂ kullanarak enerji elde ediyor ve metan CH açığa çıkarıyor olabilirler.
Sayfa 88 - Ginko BilimKitabı okudu
Yaşam, Titan'da Yeryüzündekinden tamamen farklı bir kimyayla işliyor olabilir. Öyle olduğuna işaret eden kimi kanıtlar bile var. Yeryüzünde, Güneşten gelen enerji, karbondioksit, oksijen ve su üzerine kurulu bir kimyayla yaşamı olanaklı kılıyor. Bitkiler ve algler, suyla karbondioksiti birleştirerek, oksijen salmak ve şeker depolamak üzere güneş enerjisinden yararlanıyor. Hayvanlar, mantarlar ve ateşse, bitkilerin depoladığı şekeri oksijenle yeniden birleştirerek açığa çıkan enerjiyi kullanıyor ve su ile karbondioksit salıyor. Karbon, fotosentezle solunum arasında ileri geri giderken görece bir denge söz konusu; en azından (bizimki gibi) zeki bir türün fotosentezin eski çağlardan kalma ürünlerini -fosil yakıtlarıyakmasıyla uzun zaman önce denklemden çıkmış karbondioksitin salınımına ve karbon döngüsünün dengesi bozulana dek.
Sayfa 87 - Ginko BilimKitabı okudu
Yeryüzünün demirden bir çekirdeği var; Titan'ınkiyse taştan. Yeryüzünün kabuğu taştan; Titan'ınkiyse sulu buzdan. Yeryüzündeki topraklar, minerallerden ve organik maddelerden oluşuyor. Titan'ın toprağıysa tamamen organik."
Sayfa 86 - Ginko BilimKitabı okudu
Reklam
Titan'la ilgili henüz bilmediğimiz çok şey var. Ancak şunu biliyoruz: Oraya gidebilirsek, orada yaşayabiliriz.
Sayfa 81 - Ginko BilimKitabı okudu
Titan'ın atmosfer basıncı, Yeryüzününkinden %50 daha yüksek. Atmosferi ışınıma ve mikro göktaşlarına karşı koruma sağlamak için gayet yeterli. Soğuktan ötürü, havası da Yeryüzünde olduğundan dört kat daha yoğun. Bunun iki ilginç sonucu var. Bunlardan ilki hava durumunun kararlılığı ve yavaş değişmesi. Ötekiyse, insanların Titan'ın düşük kütleçekimli ortamında büyük güçlük çekmeden uçabilecek olmaları.
Sayfa 79 - Ginko BilimKitabı okudu
Antarktika'da havanın rahatça solunabilir olması, Titan'la arasındaki büyük bir fark. Yeryüzündeki atmosfer, yaklaşık olarak %80 azot ve %20 oksijenden oluşuyor. Titan'ınkiyse %95 azot ve %5 metan. Solunacak oksijen olmadan hayatta kalamazsak da Titan'ın havası aniden zehirlenmeye neden olmayacaktır. Kötü bir baş ağrısı yaratacak denli siyanür mevcut ve azot, dalgıçlarda olduğu gibi, sarhoşluğa benzer, tedavi edilebilir bir narkoz etkisine neden olacaktır. Solunum aygıtınızı kaybederseniz bir dakika içinde bayılırsınız; ancak zamanında oksijen sağlandığı takdirde kendinize gelebilirsiniz.
Sayfa 79 - Ginko BilimKitabı okudu
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.