Yıldızkız Zencefıl’in patilerinden birini kaldırıp kontrol odasına doğru el salladı ve cırlak bir sesle, “Selam, Leo,” dedi.
D onup kaldım. Şaşırmıştım. O nun benim adımı bildiğini bilmiyordum. Sonunda elimi kaldırıp fısıltı gibi bir sesle konuşmayı başardım. “Selam, Zencefil.” Camın öbür tarafındakiler beni duymuyorlardı oysa.