Hoşnut görünüyordun. Soğuktan burnunun ucu kızarmış, nemlenmişti. O halinle de şirindin, cana yakındın. Bir şeyler söylerdin. Yalan-yanlış, cıvıl cıvıl konuşurdun ve ben cebimde para kalmadığını, yaklaşan yıl sonu sınavlarımı, yattığım odada tahta kutularının kış uykusundan uyanmaya başladıklarını unuturdum.