Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yirminci Yüzyılın Kısa Tarihi

John Lukacs

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Türkiye de bir cumhuriyet oldu, ancak olağanüstü bir lideri vardı. Mustafa Kemal -o da eski bir subaydı- tıpkı hasta bir vücutta olduğu gibi hasta bir devletin de zayıflamış ve işe yaramayan kısımların kesilip atılmasının daha iyi olacağını anlamıştı. Aynı zamanda, 1922-23 yıllarındaki kısa bir Türk-Yunan savaşıyla, bin yıldır Anadolu'da yaşayan Yunan nüfusuna sert bir şekilde son verdi.
Sayfa 75 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar fikirlere sahip değildirler. Onları seçerler.
Sayfa 57 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hiçbir Arap ülkesi İsrail'in varlığını kabul etmeyecekti. İsrail ve komşuları arasında ne üzerinde anlaşılmış sınırlar ne de ateşkes hatları vardı. İsrail kendi ayakları üzerinde durabilen ve oldukça müreffeh bir ülkeydi; yine de, nüfusu üç milyondan azken çevresindeki Arap ülkelerinin nüfuslarının toplamı bunun en az on katıydı. Filistin Kurtuluş Örgütü'nü kurdular; ama bunun dışında birlik içinde değildiler. Mayıs 1967'de Abdünnasır Sina'nın güney ucunu kapamakla tehdit etti, böylece İsrail'in gemi taşımacılığını engelleyecekti ama büyük ihtimalle bundan fazla bir etkisi de olmayacaktı. İsrail bunun önlem amaçlı bir savaş için uygun zaman olduğuna karar verdi. 5 Haziran'da Mısır'a, sonra da Ürdün ve Suriye'ye saldırdılar. Altı günden kısa bir süre içinde üç ülkenin de ordusunu yenmişlerdi. Yeni bir ateşkes yapıldı. Ne Birleşik Devletler ne de Sovyetler Birliği müdahale etti. İsrail devleti şimdi geniş bir bölgeye hakimdi ama Batı Şeria'daki yüksek Arap nüfusu her an sorun oluşturabilirdi.
Sayfa 189Kitabı okudu
1952'de Mısır ordu subayları Kral Faruk'un monarşisini devirdiler; kısa süre sonra eski bir albay olan Cemal Abdünnasır Başbakan oldu. Abdünnasır Sovyetler Birliği'nden silah aldı. 1956'da, Fransa ve İngiltere'nin inşa ve idare ettiği Süveyş Kanalı Şirketi'ni millileştirdi. Arap milliyetçileri tarafından kimi yerde çoktan yenilmiş ve dışlanmış olan bu eski güçler -bir süre tereddüt ettikten ve Amerikan Dışişleri Bakanı John Poster Dulles'a karşı gelmek suretiyle- direnmeleri gerektiğine karar verdiler. İsrail'i de planlarına dahil ettiler. İsrail Sina Yarımadası'ndan kanala doğru ilerleyecek ve önünde duracaktı, bu esnada Fransız ve İngiliz deniz ve hava kuvvetleri kanala inecek ve Mısır'ın girip çıkmasını engelleyeceklerdi. Kısa ve zekice bir savaştı. Sovyetler Birliği dahil olmakla tehdit etti ama bunun pek bir etkisi olmadı. Bir haftadan kısa bir süre sonra İsrailliler, İngilizler ve Fransızlar geri çekildi. İki yıl bile geçmeden Irak'ta eskiden İngiliz yanlısı olan monarşi bir devrimle son buldu. Amerikan birlikleri adım adım Orta Doğu'daki çeşitli bölgelere dağıtıldılar.
Sayfa 188Kitabı okudu
Orta Doğu'daki Arapların çoğunun ortak bir dili ve dini vardı. Nüfusları hızla artıyordu. Ama birleşememişler, en ufak bir birlik girişimi bile başarısız olmuştu. Yine de İsrail'e karşı birleşmişlerdi çünkü Filistin'de geniş bir Arap nüfusu vardı. 1945'ten kısa süre sonra İngilizler Filistin/İsrail'deki varlıklarının faydasız hale geldiğini anladılar. İngilizler, Birleşik Devletler ve hatta Sovyetler Birliği 1947'de Birleşmiş Milletler'e başvurmaya karar verdiler ve Birleşmiş Milletler de Filistin'de biri Yahudi biri Arap olmak üzere iki devlet olmasına karar verdi. Arap devletleri bir Yahudi devletini kabul etmeyeceklerdi. 1948 Mayıs'ında İngilizler oradan ayrıldı. Hemen ardından İsrailliler Yahudi devletinin kurulduğunu ilan ettiler. Akabinde Mısır, Suriye, Transürdün, Lübnan ve Irak'tan oluşan Arap devletleri İsrail'e saldırdılar. Sayıları az olmasına rağmen bu savaşı İsrail kazandı. Orduları birlik yapamayan düşmanlarından daha iyi savaşmışlardı. Sonuçta bir tür ateşkes ilan edildi ama eksik ve dayanıksızdı.
Sayfa 188Kitabı okudu
Yirmi birinci yüzyılda milliyetçilik daha da güçlenir mi bilemiyorum.
Sayfa 100 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu arada, 1940 sona ermeden önce bile, İngilizler İtalyan ordularını Mısır yakınlarında (ve sonra da Etiyopya'da) yenmişlerdi. Ayrıca İtalyan deniz kuvvetlerine karşı da etkileyici zaferler kazanmışlardı. Ama sonra, muhteşem Alman Generali Erwin Rommel, Mihver Devletler'e destek olmak üzere Kuzey Afrika'ya gönderildi; o da Mart ve Nisan ayında İngilizleri Mısır'a geri püskürterek bunu başardı. Churchill Libya'da bulunun İngiliz birliklerinin büyük bölümünü Yunanistan'a destek olmaları için geri çekti ama bu işe yaramadı. İngilizler İtalyanlarla ne zaman çatışsalar kazandılar; ne zaman Almanlarla karşılaşsalar neredeyse hiç kazanamadılar.
Sayfa 121 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.