Bir ara sokakta yürümeye çalışıyorum, ancak yürümekte zorlanıyorum. Yürümek insan sağlığı için çok gerekliymiş. Bu amaçla işime giderken yürümek istiyorum, ama kaldırımlar araba dolu... Bu durumda kaldırımdan aşağı taşıt yoluna inmem lazım. O takdirde ise güvenli yürümem imkansız. Zira arabalar, yanı başımdan vızır vızır geçiyorlar. Yani trafik su gibi akıyor. Aşağı taşıt yoluna indiğimde hızla giden bir arabanın altında kalmam olası. Kaldırıma da çıkamıyorum, çünkü her yer araba dolu. Aşağı inip yukarı çıkarak ve arabalardan sakınarak bir müddet yol almıştım ki bir de ne göreyim. Kaportacı kardeş boya yapıyor. Püskürttüğü boya zerrecikleri yirmi-otuz metrekarelik bir alanı kaplıyor. O kendini işine vermiş, hiç umursadığı yok. Yeni aldığım takım elbisemi kurtarmak için önümde iki yol var. Ya güzergah değiştireceğim ya da kaportacının önünden hızla uzaklaşarak bu olayı en az zararla kapatacağım. Bu iki seçenekten ikinci olanı seçtim. Yani koşarak boya zerreciklerinden korunmaya çalıştım.
