İsmimi yazana dek, kitap herhangi bir kitaptı. Bulabildiğim en güzel kalemle, yazabildiğim en iyi şekilde ismimi ilk sayfasına yazdığım anda kitap gerçekten benim oluyor ve eyleme biraz daha dökülmüş oluyordu: Okurken biraz daha, okuyup bitirdiğimde biraz daha, bir sahneyi, sözü, karakteri hatırladığımda biraz daha, fakat hiçbir zaman tümü değil. Onu ancak yazar tümüyle eyleme dökebilirdi, döktüğü için yazıyordu belki, bilmiyorum.