Günümüz dünyası (Peygamberimiz'den önceki devirlerde olduğu gibi) bir "cahiliye dönemi" yaşıyor.
Öyle bir "cahiliye dönemi"ki, şu korkunç maddi refah ve üstün maddi gelişmeler onun kötülüğünü hafifletmeye yetmiyor.
Çünkü insan, milliyet, deri rengi, ırk ve toprak parçası ortaklığı ötesinde ve dışında yine insan olarak kalır, ama ruh ve düşünceden uzaklaşmış, mahrum olmuş bir insan düşünülemez.
Arzu sırf Allah'a kul olmayı benimsemek ve O'nun dışında kalan her türlü otoriteden kurtulmak fikrinden kaynaklanmalıdır. Yoksa sunulan nizamın, mevcud nizamdan şu şu noktalarda daha iyi olmasından değil.
"Müslüman Ümmet" ancak, yaşayışları, tasavvurları, mevcut düzenleri, sistemleri, kıymetleri ve ölçüleri tamamen İslâmî yoldan gelen bir beşer topluluğudur.
Kur'an'ı uygulamaya ve yaşamaya dönük bir anlayışla öğrenmek, ilk örnek neslin tutumu olmasına rağmen;
"inceleme" ve "manevi haz" kazanma amacı ile Kur'an'a yönelmek sonradan gelen nesillerin eğitim metodu olmuştur.