İçlerine baktığında, yetişkinler de yetişkin değildir. Dışarıdan, büyük, düşüncesiz veya ne yaptıklarını bilen kişilermiş gibi görünebilirler. Ama içleri çocukken nasılsa öyledir.
Bence yeterli övgüyü almamış çok güzel bir kitap. Belki de bu yazarın okuduğum ilk kitabı olduğu için olabilir ama başında sıradan bir hikaye okuyacağımı düşünerek başladığım sayfaları takip eden o inanılmaz fantastik dünyanın beni aynı zamanda kendi içimdeki dünyaya götürmesi, hayattaki birçok şeyi fark ettirmesi, yer yer gözlerimin dolmasına tüylerimin diken diken olmasına sebep olan gerçekten çok etkilendiğim bir kitap oldu. Başka bir dönemde okusam aynı şeyleri hisseder miydim emin değilim. Daha küçük bir yaşımda olsaydım sadece fantastik yönünün dikkatimi çekeceği ve sonunun beni tatmin etmeyeceği bir kitap olabilirdi ama yetişkinliğe adım attığım şu son yıllarda okumak bilmiyorum içimde bir yerlere dokundu. Herkesin okuması gereken içinde güzel mesajlar ve hayattan gerçek duygular taşıyan, insanı insan yapan ve aslında normalliğinden dolayı hiç fark etmediğimiz bazı şeyleri fark ettiren ve bunu yedi yaşında bir çocukla ve onun fantastik dünyasıyla yapan bence muhteşem bir roman. Herkese tavsiye ediyorum. Ben de bir gün yeniden okuyacağım belki o zaman başka şeyler de bulurum içime dokunacak.
"İnsanlar basit yaratıklarmış, tek istedikleri paraymış, daha fazlası değil. Para... Sadece para. İşlerinin karşılığı olarak verilen ödüller. Halbuki dilese, onlara bilgelik, barış veya huzur bahşedebilirdim..."
"Canlıların sorunu bu. Uzun süre dayanamıyorlar. Bir gün yavrular, ertesi gün yaşlı. Sonra anılara karışıyorlar. Anılar silikleşiyor, birbirine karışıyor ve kaybolup gidiyor..."
"Kim olduğumu merak ederek bakıyordum kendime.Baktığım yüz bazen benim, bazen bir yabancının yüzüydü ama her zaman aradaki farkı bilirdim; çünkü yüzüme ne olursa olsun, ben kendimdim."