Bunun ardından tanrılar ikinci bir insan ırkı ( Gümüş Çağ ) yaratmış. Ancak bu ırk atalarına kıyasla hem akıl hem de bedenen çok daha düşük mertebedeymiş. Vakitlerini boş ve kadınsı uğraşlarla harcıyor, tanrılara gereken saygı göstermiyorlarmış. Zeus bu duruma öfkelenerek tüm insanları yeryüzünden silmiş ve dişbudak kerestesinden üçüncü insan ırkını ( Bronz Çağ ) yaratmış. Bu ırkın inatçı ve şiddete eğilimli olduğu ortaya çıkmış. Devasa boyutlara ve güce sahiplermiş, savaşmak ve kavga etmek dışında hiçbir şeyden zevk almıyorlarmış. Silahları, evleri ve kullandıkları aletler bronzdanmış çünkü demir henüz bilinmiyormuş. Zeus bu uğursuz ırkı ortadan kaldırmak zorunda kalmamış. Zaten kana susamış kavgalarıyla kendi kendilerini yok etmişler.
"Antik insanlar tarafından Uyku ile Ölüm'ün ikiz kardeş olduğu düşünülmüştür. Hesiodos'a göre yalnızca gecenin çocuklarıydılar. Ölümlüleri yavaş yavaş esir almak üzere yeryüzünü ziyaret ettikleri için aşağı dünyada yaşıyorlardı."
"İşitince endişelendi Pluto, cehennem ilahı,
Ve haykırdı korkuyla tahtından doğrulup,
Aman Neptün yırtıp çıkmasın diye yer katmanını,
Ölümlüler ile ölümsüzlere içini döküp,
Göstermesin tanrıların bile tiksindiği kasvetli ikametgahını."