Yunanistan ve Ortodoks Kilisesi
Münir YıldırımYunanistan ve Ortodoks Kilisesi Gönderileri
Yunanistan ve Ortodoks Kilisesi kitaplarını, Yunanistan ve Ortodoks Kilisesi sözleri ve alıntılarını, Yunanistan ve Ortodoks Kilisesi yazarlarını, Yunanistan ve Ortodoks Kilisesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yunan kilise teşkilatı, hristiyan Yunan halkını Ortodoksluk adına Osmanlı devletine karşı kışkırtmış ve Türk Devletine karşı mücadelenin içerisinde bulunmuştur.
Kiliselerin patrkhaneden ayrılıp Yunan kilisesinin denetimine geçmesi için İngiltere yoğun çaba sarfetmiştir. Böylece bu bölgelerin Patrikhane’nin kontrolünden çıkmasıyla, Osmanlı devletinin siyasal üstünlüğünün kaybedilmesi amaçlanmıştır.
Osmanlı Devletine karşı Yunan isyanının başlamasının en büyük etkeni kilise ve ortodoks din adamları olmuştur.
Ortodoks kavramı “ Doğru İnanç”, “Doğru Tapınma”, demektir. Bu bağlamda Ortodoks tabiri, İsa’nın kutsal bedenini teşkil eden kiliseye doğru imanı, doğru İbadeti ve gerçek öğretiyi ifade etmektedir.
Doğu, ibadet fenomenolojisinde züht ve çileye; Batı, birliğe ve itaata daha çok yer vermiştir.
Doğu, hristiyanlığın ibadet tarafını ayrı bir şekilde değerlendirerek kendine özgü bir anlayışla yorumlamıştır. Batı ise disiplin ve düzene daha çok yer vermiştir.
Hristiyan Doğu, genel anlamda dinin doktriner boyutu üzerinde dururken; batı ise dinin ahlaki boyutuna önem vermiştir.
Hristiyanlık Doğuda Bizans devletinin konrolünde bir devlet dini şeklinde gelişme gösterirken, Batı’da Papa’ların etkisinin çok fazla hissedildiği bir din anlayışına sahip olmuştur.
Sivil iktidarın dine karışması( Sezaropapizm), kiliseler arasında beş patriklik anlayışının yaygınlaşması, roma ile İstanbul arasındaki siyasi ve dini nüfuz çatışmaları, iki kesim arasında lisandan kaynaklanan yanlış anlamalar, hristiyan dünyasında Doğu-Batı ayrımını yaratmıştır.
Bu ilahi dinin Yunanistan’a ilk giriş yerinin Philippoi kenti olduğu belirtilmiş ve burasıda Avrupa’nın ilk hristiyan kenti olduğu ifade edilmiştir.
Kudüs ve Filistin bölgesindeki hristiyanlara yönelik baskı, özellikle putperest kökenli inananları Suriye ve Antakya’dan üzere, Yahudiliğin bir mezhebi olarak görülen hristiyanlığın bir dünya dini haline gelmesinde önemli rol oynamıştır.