Brooklyn, 1940 yazı.
Hastane odasından, içini dökebileceği tek insana mektup yazan bir adam. Annesi, babası ve kardeşleriyle birlikte daha çocuk yaştayken Rusya'dan göç etmiş otuz dokuz yaşında bir Yahudi. Sıradışıysa tek çocuğu, henüz on sekiz aylık olan kızı.
Hep ölçülü ve başkalarını incitmekten çekinen, zaman zaman alaylı ama sevecen bir dille hastanedeki günlerini ve hayatını anlatmaya başlıyor. Ancak, yakınlarının yalanları onu yalnızlığıyla baş başa bıraktığında ve ölüm korkusu giderek benliğini sardığında, yazdığı mektup, kendisi tamamen ututulmadan ve çocuğuyla yaşadıkları belleklerden silinmeden önce kızına ulaştırılması gereken bir belgeye dönüşüyor.
"Ölmekte olan bir babanın kızına yazdıkları ve Carol Bernstein'ın ona verdiği yanıt..."
Florence Noiville, Le Monde