Birisinden ya da bir şeyden yana olmakla, doğal olarak, birisine karşı oluyorum. Dolayısıyla şunu sormak gereklidir: "Kimden yanayım? Kime ve neye karşıyım?" Bu soruları sorup yanıtlamaksızın, anavatanım üzerine düşünmek, beni gerçeklikten uzak saf idealizasyonlara götürür. Bu sorgulardaki sorunlara dair açıklığın olmaması ve bu sorunlara dair ilginin yokluğu, bizi baskıcı ezenlerle ve onların işine yarayan düzen(sizlik) le suç ortağı yapar.