Yurt Dışında Türkoloji ve Türkçe Öğretimi 1 - Türkoloji Çalışmaları

Yakup Yılmaz

Yurt Dışında Türkoloji ve Türkçe Öğretimi 1 - Türkoloji Çalışmaları Quotes

You can find Yurt Dışında Türkoloji ve Türkçe Öğretimi 1 - Türkoloji Çalışmaları quotes, Yurt Dışında Türkoloji ve Türkçe Öğretimi 1 - Türkoloji Çalışmaları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Fakelore kavramının Türk dünyasındaki en belirgin örnekleri arasında gösterebileceğimiz Çuvaşların atasözleri arasında çok sayıda müdahale edilmiş, değiştirilmiş ve propaganda amacı taşıyan atasözü bulunmaktadır. Terentyeva'nın 2007'de hazırladığı ve 14102 gibi büyük bir miktarda atasözünü barındıran bu çalışmada Çuvaşlar, "sakin", "misafirperver", "az konuşan" ve "aklı sonradan gelen" bir topluluk olarak görülürken, "üstün" bir halk konumunda olan Ruslar ise Çuvaşlar için bir 'ağabey'dir. Çuvaşlarla aynı coğrafyayı paylaşan Tatarlar için "Tatar'ın dudağının değdiği yerlere Çuvaş'ın gözyaşı dökülürmüş" gibi küçümseyici ifadeler kullanılmış, Tatarlar, bu bölgede Çuvaşların tarihsel olarak problemli olduğu bir halk olarak ön plana çıkarılmıştır. Tarihsel anlamda Çuvaşlarla bir ilişkisi bulunmayan Yakutların Çuvaş atasözlerinde yer alması ise bu atasözlerinin “yapmalığı” hakkında önemli bir veridir. (Durmuş, 2014: 321-362)
Sayfa 91 - doç. dr. ilker tosun - türklük bilimi çerçevesinde çağdaş türk lehçeleri ve edebiyatlarının öğretimiKitabı okudu
Alexandre Beningsen, İl'minskiy'nin metodlarının ve alfabe değişikliğinin Türkistan coğrafyasında "bugün" ile "dün" arasına nasıl set çektiğini şöyle anlatmaktadır: 1928 yılına kadar ekserisi Türkçe olan dillerde Arap alfabesi kullanılırdı. Ne var ki Arap alfabesindeki sesli harf azlığı karşısında edebi Türkçenin lehçe farklılıkları belli olmuyordu. Bir Azeri'nin kaleme aldığı yazıyı, Kazak, Tatarların yazdığını Türkmenler de Özbek de okur anlardı. Başka bir deyişle Sovyetler Birliği'nde yaşayan Müslümanların kültür birliği 1928'e kadar gözle görülebilen bir gerçekti. 1929'dan itibaren Latin alfabesi kullanılmaya başlandı. Bu yolla eski yazılardan ancak işlerine yarayanlar sosyalist eğilimli olanlar ve İslam dinine karşı çıkanlar yeni alfabe ile yeniden basıldı. 1939'da Kiril alfabesi kullanılmaya başlandı. (Temur, 2011:47).
Sayfa 90 - doç. dr. ilker tosun - türklük bilimi çerçevesinde çağdaş türk lehçeleri ve edebiyatlarının öğretimiKitabı okudu
Reklam
Oğuzlar, Göktürk ve Uygurlar tarafından yazı dili olarak kullanılan Türkçeyi konuşmuyordu. Ayrıca yazı dili olarak kurulan, gelişen ve birçok alanda intişar etmiş olan Uygur Türkçesi hem coğrafi hem de kültür ve medeniyet muhiti olarak bambaşka şartlarda gelişmiş ve kullanılmıştır. Oğuzların yaşadığı ve daha sonra göçlerle yayıldıkları coğrafyada Uygur Türkçesini, daha sonraları da Karahanlı Türkçesini bilip kullanmaları pek mümkün olamamıştır.
Sayfa 11 - prof. dr. mustafa balcı - türk dilinin tarihî seyriKitabı okudu