Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yürüyenler ve Sürünenler

Sadık Albayrak

Sayfa Sayısına Göre Yürüyenler ve Sürünenler Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yürüyenler ve Sürünenler sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yürüyenler ve Sürünenler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Takdim
Her tür kitabın ortaya çıkması ve her çeşit fikrin tartışılması bu çağın özelliği sayıldığı hâlde, bu ve benzeri kitapların yazılması ve okunmasının istenmemesi, fikir ve düşüncede "yarı gelişmiş" ülkelerde "kültür bağnazlığı"nın hâlâ sürüp geldiğini göstermektedir.
Sayfa 14
Önsöz
Dine ve onun yolundan gidenlere duyulan kin ve nefret, laik-kapitalist devlet teşkili başarıya ulaşmış olmasına rağmen hâlâ devam etmektedir. Bunun böyle olması da kurulan idarenin hâlâ kendinden emin olmadığının tescilidir.
Sayfa 16
Reklam
Önsöz
Çalar saate aval aval baktığı çağlarda rasathane kulesini Endülüs'te yıkıp çan kulesine çeviren Avrupalının asırlarca kin depo ederek elde ettiği üstünlük karşısında aşağılık kompleksine ve fikir ezikliğine düşen Doğulunun Batılı ile en çok temas kuran sınıfı, redd-i mirasta bulunarak ilk önce şeklen, daha sonra ruhen emperyalist dünyanın kulu-kölesi olmuştur.
Sayfa 16
Önsöz
Batı'nın iktisadî sömürüsü böyle bir müesseseyi büyük bir engel sayıyordu. (...) hakkın karşısındaki bâtıl güçler, hammadde kaynağı ve açık mamul madde pazarı durumuna getirilecek Müslümanların üzerinden bu "hilafet" denen manevi ve maddi otoriteyi kaldırıp atmak planlarına girişmişlerdi. Bu planın tatbiki de Müslümanların hâkim idarelerini bozmak, içten içe ayrılık ve nifak tohumlarını yeşertmek şeklinde olmuştur.
Sayfa 17
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
Otuz yaşlarına bastığı 1898'de, Tarik gazetesinde Hüseyin Cahid'in (Yalçın) İslâm kültürü ve edebiyatı aleyhinde düşmanlıklarla dolu bir yazısı çıkar. Hüseyin Cahid şöyle der: "Ne vakte kadar ötekinin, berikinin edebiyatını taklit edeceğiz? Acem taklitçiliğinden kurtulur kurtulmaz Arabistan çöllerinde keffaret mi çıkaracağız? Edebiyatımız artık Türk olsun, buna çalışalım. (...) Arab'ın şer'î güçlükleri ve zor hayalleri kendisine mübarek olsun. (...) Bizim kendi hayalimiz, yaratıcı gücümüz yok mu? Giydiğimiz pantolon nasıl Avrupa'dan gelmişse, eğer edebiyatımıza bir meşk gelecekse, mutlaka o da pantolonun geldiği yerden gelecektir." (...) o devirde çıkan Malûmat dergisinde H. Cahid'e cevap verir: "(...)Arabî İlimler, erbabına mübarek olsun, öyle mi?.. Size de 'Avrupalılaşmak' mübarek olsun diyeceğim amma 'mübarek' kelimesine acıdım"
Sayfa 21 - Mustafa Sabri Efendi
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
"Biz, halkımızın şahsî ve keyfî arzularından, ihtiraslarından ziyade iktisadî ve millî menfaatlerimiz dairesinde hareketlerini rica ederiz."
Sayfa 23 - Mustafa Sabri Efendi
Reklam
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
"Ey millet, artık uyan! Koskocaman bir mazinin şan ve şevketi ile altı yüz senelik bir hanedânın saltanatının kimlerin elinde oyuncak olduğuna dikkat et de utan! Senin izzet-i nefsine meyleden, şerefinle ölmekten bahseden yankesicilerden önce izzet-i nefsinin, şeref ve haysiyetinin hesabını sor! (...)"
Sayfa 26 - Mustafa Sabri Efendi
Bir zamanlar 'biz hürriyetin bekçileriyiz' diye ortaya atılan sizler, aksine vatanın hayrına mani, şer ve zulme alet oldunuz.
Sayfa 27 - İz YayınlarıKitabı okudu
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
"(...) Vay İttihat ve Terakki'ye açıktan açığa muhalefeti vakar ve haysiyete aykırı sayan tarafsızlar! Damarlarınızda bir damla kan ve kursağınızda bu memleketin bir lokma ekmeği, nimeti varsa, İttihat ve Terakki kepazeliklerinden milleti temize çıkarınız. (...) Tarihte hiçbir milletin bu derece açık bir şekilde bile bile, göre göre, seve seve yok olmaya nefsini teslim ettiği görülmüş değildir. Memleketinize bağlılığınız varsa onu parça parça edenlerin kahrını hâlâ nasıl çekiyorsunuz? Dininize sevginiz varsa, vaktiyle şeriata irtica diyen, Fatih Camii'ne kurşun sıkan, Haremeyn'e ve Peygamber evlâdına hakaret eden ve neticede hepsini elimizden çıkararak padişahımızın 'Hadim'ül-Haremeyn-i Şerifeyn' unvanına da halel getiren, camilerden 'Cihar-yâr-ı Güzîn'in levhalarını indirerek levhaların yerine 'Enver' unvanını lâyık gördükleri şakîlerin isimlerini asmak tavsiyesinde bulunan, İslâm dini ile asla münasebetleri olmadığı hâlde İslâm birliğinden dem vuran, hâsılı dinimizle, milletimizle, İslâmiyet ve insaniyetimizle alay eden bu insan gürûhunun yakasına niçin yapışmıyorsunuz?
Sayfa 27 - Mustafa Sabri Efendi
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
"(...) Ey orduyu İttihat ve Terakkî ocağına bağlayan ve ordunun büyük bir kısmının teşkil ettiğine şüphe olmayan İttihat'a mensup zabitler! Size yazık olsun! Şeref ve şanını korumakla mükellef olduğunuz muazzam bir devlet ve milleti beş on tane dinsiz, vatansız çapulcunun yoluna fedâ ettiniz. Memleketin hayrına söz söyleyen milletin hürriyetçilerini sizinle korkuttular, sizinle susturdular. Sizin sözünüzle, sizin ellerinizle öldürdüler. Millet size silahı bunun için mi kuşattı? Bir zamanlar 'biz hürriyetin bekçileriyiz' diye ortaya atılan sizler, aksine vatanın hayrına mani, şer ve zulme alet oldunuz. (...)
Sayfa 27 - Mustafa Sabri Efendi
Reklam
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
'Bir milletin ahmaklarının memleketi sürükledikleri fekaletin vebalini, o suçu işlemeyenler de çeker.'
Sayfa 28 - Mustafa Sabri Efendi
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
"(...) Zavallı Türk milleti! Daha dün ezelî düşmanımızdır diyerek seni Almanlarla beraber harbe sokanlar, bugün de Bolşeviklik (Komünizm) adı altında Moskoflarla birleşmeye davet ederek, her gün hakir bir tarzda senin hayat ve huzurunla en adî bir oyuncak gibi oynayacaklar mı? Ve sen bu yankesicilere sonuna kadar aldanmak ve alet olmak mezelletine katlanacak mısın?"
Sayfa 28 - Mustafa Sabri Efendi
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
"Heykeltıraşlık gibi güzel sanatları İslâm şeriatının takdir etmemesi tarzındaki şuçlamaya karşı da sözüm şudur: Hayatta zaruri ihtiyaçları temin eden sanatlar bir tarafta dururken, insanlara ciddi ve maddi bakımdan bir faydası olmayan, çoğunlukla Müslümanlarca yapılması ve gösterilmesi yasak olan insan uzuvlarını da tasvir ve teşhir ettikleri müddetçe İslâm'ın inancına uymayan sanatları şeriatımız ihmâle mahkûm bırakır. Bediî zavkimizi tatmin için bunca eşi ve benzeri olmayan güzellikteki yaratıkları yeterli görmeyip de taştan insan ve hayvan şekli yapmayı İslâmiyet akılsızca bir meşguliyet sayar"
Sayfa 30 - Mustafa Sabri Efendi
DİNİ İHLÂSI VE SİYASİ DEHASI İLE VATANINDAN AYRILAN ÂLİM
"Ben Müslümanların mesud bir dünya yüzüne çıkmasını samimi vicdanımla arzu ettiğim hâlde, dinimizin üzerine basarak erişebileceğimiz yüksek dünyamıza da lanet ederim. Biz o yüksek dünyaya çıktığımız zaman İslâmiyet de tutup yapışan elimizle başımızın üzerinde bulunmalıdır."
Sayfa 31 - Mustafa Sabri Efendi
Müslüman'ın vatanı inancının yaşadığı yer...
Sayfa 32 - İz YayınlarıKitabı okudu
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.