İstanbul Boğaz, Boğaz vapur demektir...
Ve güvertede çay içmek ve küpeşteye yaslanıp martılara simit atmak evvel zamandan kalma bir İstanbul geleneğidir. İskele alınır; vapur martıya, bulut denize karışır...
“...İstanbul deyince aklıma kuleler gelir.
Ne zaman birinin resmini yapsam, öteki kıskanır.
Ama şu Kızkulesi’nin aklı olsa
Galata kulesine varır.
Bir sürü çocukları olur...”
İnsanlar, medeniyetler, çağlar değişiyor.
İstanbul aynı kalmasa da yerinde duruyor.
Efsaneler gerçeğe, gerçekler efsunlu öykülere karışıyor.
İstanbul, üzerinden farklı medeniyetler geçen yaşlı bir fahişe.
İstanbul 'sudan öyküler' şehri...