Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yüzyılın Davası

Edward J. Larson

Yüzyılın Davası Sözleri ve Alıntıları

Yüzyılın Davası sözleri ve alıntılarını, Yüzyılın Davası kitap alıntılarını, Yüzyılın Davası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bir çoğunlu­ğun, ister fikir meselelerinde, isterse kişisel tavır meselele­rinde belirleyici olması, en az bulaşıcı bir hastalık kadar tehlikeli ve anti-demokratik bir kavramdır ve bundan kö­tüsü olamaz."
"Şimdi okullarınızda bilimi öğretmeyi kabul edeceksek, bu öğretim bilim adamları tarafından yapılma­lıdır. ... Bugüne dek doğa bilimi hâzinemize en küçük bir katkıda bile bulunmamış olan rahipler, peygamberler ve Tanrı'nın kendisi bu işe karıştırılmamalıdır."
Reklam
Mitingte amcalar uni istedi diye oraya uni açmak geldi aklıma
Bu uslamlama, Bryan'in politik felsefesinin özü haline gelmişti. "Demokrasinin özü, halk neyi talep ediyorsa, onu sağlamaktır," diye yazmıştı bir keresinde.
Ne alaka Bryan? :D
"Tann'ya inancını yitir­dikten sonra, okulda öğrendiklerinin bir insana ne faydası olabilir ki?"(25) Bu, Bryan'ın Scopes Davası'ndaki en önem­li dayanaklarından biri olacaktı.
Darrow vs Bryan/ Maymun Davası
­"Onlar, dini yar­gılamak için geldiler buraya. Bense, dini savunmak için buradayım. İstedikleri her soruyu sorabilirler bana." Kalabalık kükreyerek onayladı. "İzleyiciden büyük te­zahürat," diye geveledi Darrow "'Köylü' diye baktıklarınızdan," diye gürledi Bryan, "Aşağıladığınız insanlardan." Darrow bu suçlamayı, hasminin gözlerini dikerek geri püskürttü: "Siz ise sizin aptal dininize inanmayan bilim adamlarını ve dünyada bir şeyler öğrenmeye çalışan herke­si aşağılıyorsunuz."
"Azınlık haklarına saygı gösterilmediği sürece, demokrasi güruhun egemenliğine dönüşüyor,"
Reklam
Darwin'in Türlerin Kökeni, 1859 yılında ilk kez ortaya çıktığında, organik evrim kavramım yalnızca birkaç bilim adamı kabul ediyordu. Yirmi yıl sonra ise, muhalif bir kili­se dergisinde bile, sadece iki Amerikalı doğabilimcinin ha­la bu teoriye karşı çıktığı yer alıyordu.
Türlerin Kökeni kitabı­nın ABD'deki ilk tanıtımlarını yürüten Gray, Darwin'e ki­tabın teolojik yaklaşımını sorduğunda, Darwin "Ateistçe yazmak gibi bir niyetim yoktu," yanıtını veriyordu. "Fa­kat her şeyi başkaları kadar düz göremiyorum. Sonuçta is­tediğim, hepimizin iyiliğini göz önünde bulundurmak. Bence dünya çok fazla ıstırapla dolu ve evreni, iyiliksever ve her şeye gücü yeten bir Tanrı'nın, su sineklerini tırtılla­rın canlı bedenlerinden beslenmeleri ya da bir kediyi fare­lerle oynaması için tasarlayarak yaratmış olabileceği fikri bana yeterince ikna edici gelmiyor."
"Biz, bilimin bize verdiği evrende yaşamak zorundayız. Gerçeğe aykırı olan bir teoloji ya terk edilmeli ya da geliştirilmelidir."
"Hiç unutmayalım ki, çoğunluk yönetiminden daha bü­yük bir zulüm olamaz."
Reklam
Ömer Hayyam
Her iki da­vadaki sanıklar da suçlarını itiraf etmişler ve Darrow onları psikolojik determinizm kavramını kullanarak ölüm cezasından kurtarmıştı. Darrow, Ömer Hayyam'dan şu alıntıyı yapıyordu: "Oynadığımız oyundaki kuklalardan başka bir şey değiliz."
Türlerin Kökeni kitabının ABD'deki ilk tanıtımlarını yürüten Gary, Darwin'e kitabın teolojik yaklaşımını sorduğunda, Darwin " Ateistçe yazmak gibi bir niyetim yoktu " , yanıtını veriyordu. Fakat herşeyi başkaları gibi düz göremiyorum. Sonuçta istediğim, hepimizin iyiliğini göz önünde bulundurmak. Bence dünya çok fazla ızdırapla dolu ve evreni, iyiliksever ve herşeye gücü yeten bir Tanrı'nın, su sineklerini tırtılların canlı bedenlerinden beslenmeleri ya da bir kediyi farelerle oynaması için tasarlayarak yaratmış olabileceği fikri bana yeterince ikna edici gelmiyor.
Hristiyanlar uzun süredir, gerek fiziksel evrenin gerekse dünya üzerindeki her canlının uyumlu yapısının, bir yararıcının dahiyane tasarımını yansıttığını ve böylece de sevdikleri bir Tanrı karakterinin varlığına kanıt oluşturduğunu düşünüyordu. Türlerin Kökeni kitabının ABD’deki ilk tanıtımlarını yürüten Gray, Darwin’e kitanın teolojik yaklaşımını sorduğunda, Darwin “Ateistçe yazmak gibi bir niyetim yoktu,” yanıtını veriyordu. “Fakat her şeyi başkaları gibi düz göremiyorum. Sonuçta istediğim, herkesin iyiliğini göz önünde bulundurmak. Bence dünya çok fazla ıstırapla dolu ve evreni, iyiliksever ve her şeye gücü yeten bir Tanrı’nın, su sineklerini tırtılların canlı bedenlerinden beslenmeleri ya da bir kediyi farelerle oynaması için tasarlayarak yaratmış olabileceği fikri bana yeterince ikna edici gelmiyor.” Bazı muhafazakar tanrıbilimciler ve dindar bilim adamları bunun, Darwinizm’in Hristiyan dünya görüşü ile nihai hesaplaşması olduğunu düşünmeye başladılar: Olumluya doğru değişim rastlantısal ve doğal ayıklanma acımasızdı. Eğer doğa, yaratıcının karakterini yansıtıyorsa, o zaman, Darwinci dünyanın tanrısı da rastlantısal ve acımasızca davranıyordu. Darwin böyle bir Tanrı’yı kabullenemedi ve bir agnostik (bilinemezci) oldu.
Sayfa 20