Lawrence Hill tarafından yazılan Zenci Defteri, 18. yüzyılda köleleştirilen ve özgürlüğüne kavuşmak için mücadele eden Aminata Diallo adında bir kadının gerçek hikayesini anlatan sürükleyici bir romandır.
Aminata Diallo, Afrika'da bir köyde özgür bir kadın olarak yaşar. Bir gün köle tüccarları tarafından kaçırılır ve köle olarak satılmak üzere Atlantik Okyanusu'nu aşmak zorunda kalır. Yolculuk sırasında birçok zorluk ve vahşetle karşılaşır. Amerika'ya vardıktan sonra köle olarak çalışmaya zorlanır ve özgürlüğünü geri kazanmak için sürekli mücadele eder.
Zenci DefteriLawrence Hill · Pegasus Yayınları · 201576 okunma
Bir zamanlar tarifsiz bir güzelliğe sahip olduğumu söyleyenler çıkmıştır ama özgürlüğünü elinde bulundurmayan ve kendisine talip olan elleri seçme şansı olmayan hiçbir kadın için güzellik dilemek istemem.
Evet kitapta en çok etkilendiğim karşı cins bir yazarın bir kızın küçüklüğünü, ergenliğini, genç hâlini, evlilik halini, yaşlı olunca onun gözünden bu kadar derinden en ince duygularına bile dikkat edilerek yazılması beni çok etkilemişti. Çünkü bir kızın bir eşin kocasına olan hisleri, ya anne babasına olan özlemini bir kadınlık ruhunun anlaşılması ve bunu karşı tarafa aktarabilmesi belki de en güzel beceridir.
Kitap ise nerde olduklarını bilimsel olarak bilmeyen hangi ülkede olduklarını, okuma yazma bilinmeyen, halkın zenci oldukları için köle ticareti ile uğraşan beyazların zulmünü anlatıyor. Hikaye Afrikalı küçük kızın babası ve annesi sayesinde az da olsa okuma bilen babasından gördüğü kadarıyla müslüman olan ama onu hayat şartlarının götürdükleri yere ayak uydurması olsun, kaldı ki yaşının üstündeki olgunlukla başına gelenlere mantıklı hareket edebilen bir kızın hikâyesi.
Aşırı beğendim kesinlikle tavsiye ederim
Zenci DefteriLawrence Hill · Pegasus Yayınları · 201576 okunma
"İnsanlar sizi bir daha göremeyeceklerini kavradıklarında garip bir şey oluyor. Sizden bir hikmet bekliyorlar. Önemli anlarda sizi yanlarında istiyorlar."
İngilizler bir şeyi ancak zor kullanılarak çıkartılacak şekilde bir şeyin içine gömmeye bayılıyorlar; fıstıkları şekere,çivit mavisini cama, Afrikalıları da prangalara.