Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İçten Çürüme Cellad'ın Gecesi

Zifiri Karanlıkta 1.Cilt

Mustafa Yıldırım

Zifiri Karanlıkta 1.Cilt Sözleri ve Alıntıları

Zifiri Karanlıkta 1.Cilt sözleri ve alıntılarını, Zifiri Karanlıkta 1.Cilt kitap alıntılarını, Zifiri Karanlıkta 1.Cilt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
her dönem ayrı telden.
Aydınlık'a göre İran halkı "Ne Amerika Ne Rusya! Bağımsız demokratik İran" diyordu. Oysa ne Hümeyni, ne de yandaşları "Demokratik İran" demişti. Aydınlık, Hümeyni'nin "demokrasi" ile ilgilenmediğini görünce "İran'da dinci muhalefet ilericidir" başlığıyla Ayetullahların hareketini savunmaya başladı; "Şah, İran'da kadınlara baskı ve sömürüden başka bir şey vermemiştir" diyen yazı dizileri yayınladı.Oysa Ayetullahlar, 1930'larda İranlı kadınlara mahkemeye başvurma, 1963'te seçme-seçilme hakkı verilince "İslam kaldırılıyor" diyerek ayaklanmışlardı. (Dipnotlar: Aydınlık, 15.10.1978, 06.01.1979,01.02.1979 sayıları kaynak gösterilmiş.)
Sayfa 136 - ulus dağı yayınları
Nevvab Safevi, Rehber İmam yönetiminde Dünya İslam Devletine ulaşmak için silahlı, silahsiz tüm yöntemleri önererek Hümeynli Ruhullah'ı ve mollaları derinden etkiledi. Onun terör, suikast eylemleri için ortaya koyduğu "İslam" kutsallığına dayandırdığı yöntemler sonraki cihat erlerinin, suikastçılarının ilkesidir: Diyorlar ki 'Yalan söyleme!' Allah'ın isteğini yerine getirirken ilke değişir. Güçlüklerle karşılaştığımızda ve düşmanı yanıltmak gerektiğinde kendimizi koruyalım diye Allah insanoğluna yalan söylemeyi öğretti. Yenilmek ve inancımızı tehlikeye atma pahasına doğruluğa bağlı mı kalmalıyı? Biz, hayır diyoruz. Nevvab Safevi, "Müslüman insan öldürmez " diyenlere de karşı çıkıyordu: Diyorlar ki 'Öldürme!' Fakat Yaradan'ın kendisi bize öldürmeyi öğrett. Böyle bir yeteneğimiz olmasaydı insanlar çok önceleri hayvanlarca yok edilirlerdi. Öyleyse, inancımızım utkusu için gerekirse öldürmeyecek miyiz? Aldatma, dolandırma, düzen kurma,hile, hırsızlık ve öldürmek birer araçtır. (Bunlar) ne iyidir ne de kötü. (...)
Sayfa 35 - ulus dağı yayınları