Eda Tokuç Balbay
Öncelikle herhangi bir sürçülisan olduysa affola. Bir inceleme olmadığını görünce yazmak istedim. Kitapta geçenler her çerkes insanının az çok tanıdık olduğu içinde kendini bulduğu bir olay örgüsünde gerçekleşiyor. İnsan okudukça kendinden etrafından bir şeyler buluyor. Aşk hepimizin çok saygı duyduğu yegane his, duygu, her şey bir nevi ama bizim için onun ötesinde olan onur belki de. Hikayenin başında annesi vefat etmiş bir kızın babası ile devam eden yaşamına uzak diyarlardan gelen biriyle başlıyor. Zaten bütün aşk hikayeleri ya biri şehri terk eder ya da biri şehre gelmesiyle başlar mottosuna gönderme olmuş. Gelen Aslan amcamızın oralara yerleşmesi, kendisine bahçe işlerinde yardımcı olması için Jankat'ın hikayeye dahil olması, en sonunda kızının da hikayeye dahil olmasıyla devam ediyor. Hikayeyi okuduğunuzda zaten olayların akışını fark edersiniz. Benim üzerinde durmak istediğim konuysa çerkes kültürünün yansıtılmasıyla hikayenin bizdenliği oldu. Hikayede bahsi geçen bir çok şeyin halen yaşanıyor oluşu kültürün yaşatılması gerektiği ve güzelliği hep daim olması. Bir iki saatinizi ayırarak hem çerkes edebiyatına bir katkı sağlanmış olur hem de bazen içinde bulunduğumuz zaman göremediğimiz güzellikleri görmemize vesile olması umuduyla. Sevgiyle kalın.
