...devlet düşmanı yapılmaya başlamıştı Türkiye'nin dört yanındaki bütün siyasi suçlular.
'Kardeş kavgası başka türlü önlenemez miydi?' sorusuna cevap aranıyordu koğuşlarda.
Ülkücüler 'suyu getirenle testiyi kıran bir tutuldu,' diye sitem ediyor, Marksistler, 'Amerikan emperyalizmine tamamen teslim olduk,' diye düşünüyordu.
Ranzasını 'karargah' haline getiren Mustafa, sık sık 'şerefli rütbenin şerefsizleri! diye mırıldanıyordu.
O da diğerleri gibi bu kuyudan bir gün mutlaka çıkacağına inanıyor fakat hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını; devlete karşı biriktirilen öfkeye sebep olanlarla er geç hesaplaşacaklarını düşünüyordu.