Elif ile Gamze, bir ellerinden düşürmedikleri telefondan, bir televizyondan sürekli olayla ilgili son dakika haberlerini takip ediyorlardı. Evet, belki biraz üzülüyorlardı ama takip etmelerinde ki asıl sebep günlerini dolduracak bir şey bulmalarıydı. Onları hem yormayacak hem de meşgul edecek bir şey... O yüzden heyecanla sürekli yeni bir haber var mı diye bakınıyorlardı; ikisinden biri diğerinin bilmediği yeni bir haber gördüğünde, heyecanla hemen diğerine söylüyordu. Bunu baya eğlenceli hale getirmişlerdi.
"Hepinize çok teşekkür ederim. Benim için bu yaptıklarınız çok değerli. Hepinize bu iyiliklerinizin karşılığını mutlaka ödeyeceğim."
Yaşar:
"Ödersen, bu yaptıklarımız iyilik olmaz. Sen de başkalarına iyilik yaparsın, olur biter."
Mesela gece tırnak kesilerse cin çarpar anlayışına bakarsak... Neden böyle bir şey yaptığımızda başımıza kötü bir şey gelsin? Çünkü eski zamanlar, elektrik yok, gaz lambaları ekonomik olarak zorluyor. Köylü güneşle kalkıyor, güneş battıktan sonra da yatıyor. Şimdi birisi gece tırnak kesmeye kalktığında gaz lambasını kullanmak zorunda. Bu birincisi masraftır. İkincisi ise gaz lambasının sağladığı ışık gündüz güneşin sağladığı aydınlıkla kıyaslandığında devede kulak kalır. Bu da şu demektir. Tırnağını yanlış kesebilir, yanlışlıkla etini kesebilir, kestiği tırnak halıya düşebilir ve sabah bir bebek onu ağzına atabilir. Bu tırnağını illaki gece kesmek isteyen kişiye akılcıl yolla yaklaşıldığında istediğiniz sonucu elde edemeyeceksiniz. Ona gündüzün bu iş için daha uygun olduğunu anlatmanız ve çok mantıklı argümanlar sunmanız nafile çabadır. Sizi dinlemeyecektir. Hem ekonomik hem de sağlık açısından daha iyi olacağını söylemenizi de dinlemeyecektir çünkü hem aptaldır ve bu kadar basit bir fikri bile anlamıyordur, hem de ahlaksızdır. Başkasına zarar verecek eyleminden bile isteye vazgeçmiyordur. O zaman daha kesin çözümlü planımızı devreye koyuyoruz. Nedir o? Korku. Diyoruz ki "Gece tırnak kesersen cin çarpar..." Ve demin sizin hiçbir fikrinize olumlu bir dönüş yapmayan bu insan bir anda gece tırnak kesmeyi bırakıyor. Çünkü akıl değil korku egemendir insana.
Güçlü orduların en büyük zaafları çok güçlü olmalarıdır. Yani güçlü oldukları için kendilerine bir saldırı geleceğini çok ummazlar ve bu yüzden savunmaları gevşektir ve zayıftır.
insanın eline güç geçtiği zaman onu durdurmak imkânsız. Toplumca en altta görülen sokakta yatan bir insanı düşünün ve şimdi buna bir rütbe verin. Ne kadar iyi bir insan olursa olsun en iyisi bir ay sonra güç zehirlenmesi yaşar. Tuhaf bir psikoloji. Güç öyle bir şey ki en mazlumu ve mağduru; en zalim ve gaddarınız haline getirir.
toplum zehirli çiçeklere ve hayvanlara benziyordu. En parlak olanları en zehirlileriydi. Dışarıdan görünüşleri ile cezbedenler en çok zarar verenlerdi.