Bu kadar kısa (ince) bir kitabın beni bu denli yorup, etkisi altında bırakacağını düşünmezdim. Uzun zamandır aklımda olan ama okuyamadığım, ablamın kütüphanesinde bulunca çok sevindiğim bu kitabın özellikle kendini Bibliyofil olarak gören insanları oldukça sarsacağına eminim. Kitap tam olarak isminin hakkını veriyor. Oldukca kisa olduğu için konuya ufak bir değinmeye kalkmak bile çok fazla spoiler icerebilir o yüzden kitaptan bir alıntının kitabın konusunu daha iyi yansitacagini düşünüyorum.
*syf.12: Büyükannem ne zaman yatakta kitap okuduğumu görse bana, "Bırak şunu, kitaplar tehlikelidir,"derdi. Yıllarca bunu onun cehaletine verdim, ama zaman Alman büyükannemin bilgeliğini kanıtladı.*
Kitapların hayatımızdaki yerini, yolculuğumuzda bir yoldaş mı yoksa rehber mi olduklarını, kitap aşkının ulaşabileceği boyutları, bir de her şeyin -kitapların bile- aşırısının zarar olabileceğini görüyoruz Kağıt Ev'de.
Yazarımız bu alıntıyla, tatile girmiş beni tarif ederek bir miktar ürkmeme de sebep olmuştur:
*syf.46: Kitap okumak için bütün bir günü, isterse gecesi olan bir adam düşünün. Sınırı yoktur. Arzusunun insafına kalmıştır."
Okuyalım, okutturalım. Tavsiye edilir.