Binbir Gece Masallarıvari bir anlatım... ;)
Ahmet Ümitʼin okuduğum 11.kitabı.
Peki neden bu incecik kitaba inceleme yazma isteği oluştu bende?.. Diğer kitaplarından farklı ve sade, mesajı net bir anlatımı vardı kitabın. Güzelliği de buradan geliyordu bence. Size incecik bir masal kitabını da bayıla bayıla okuturum diyordu sanki yazarımız. Benim için önemli olan annemin bana anlattığı
HAYVANLARA KÖTÜ MUAMELEYE SON
Bu kitap, Anna SWEEL 'in tek romanı.
Küçük yaşlarda geçirmiş olduğu bir rahatsızlıktan dolayı, yürüyemez hale geliyor.
Bu rahatsızlık ona atlı tekerlekli arabaya bağımlı kılıyor.
Bu hikayeyi bir atın ağzından dinliyoruz. Onun gözlemlerinden okuyoruz. Onun küçüklükten büyüklüğüne kadar yaşamış olduğu maceraları onunla bereber yaşıyoruz. Sürekli değişen sahipleri, karşılaşmış olduğu atlar, insanlarla ilgili gözlemleri ondan dinliyoruz. Beraber yaşamış olduğu atların hikayelerini başlarından geçen üzücü olayları okuyoruz.
Özellikle zencefile gösterilen muamele üzücü.
Kitap genel olarak kolay okunan, akıcı bir kitap.
Kitabın bazı kısımları, rahatsız edici, üzücü, duygusal...
Bu kitap hayvanlara karşı empati geliştirebilmemiz için iyi bir kaynak, bu kitap okıyan insanların hayvanlara karşı davranışlarının değişeceğine inanıyorum. İnsanlığımızı sorgulatan bir kitap.
Her insanın okumasını istediğim bir kitap.
Çocuk kitabı diye geçiyor, bence bu kitaba yetişkinlerin daha çok ihtiyacı var.
Hayvanların da birer canlı olduklarına, bizim onlara daha çok ihtayacımız olduğuna çünkü türlü işlerde hep yardımcı olduklarına, onların değerinin kıymetinin bilinmesi dileğiyle...
Buradan ona ihanet eden arkadaşına teşekkür etmek gerekiyor. “Ben ölünce bunları yak “demişti oysaki arkadaşına ama onu dinlemedi ve yayınladı . Onun sayesinde muhteşem bir yazar tanıdık . Kafka’nın gözünden bakarsak olaya ; güvendiği bir arkadaşından kazık yemiş olarak tanımlayabiliriz. Zira o öldükten sonra bilinmesi sevilmesi tutulması ona ne kazandırdı ki ?- Hiçbir şey. Tıpkı sevdiğinin kıymetini bilmemek gibi . Biz insanoğlu kaybedince değer kıymet biliyoruz -ne yazık-. En yakınımız bizi anlamalı bilmeli ve en çok eziyeti ona yapmalıyız en çok onu üzmeliyiz neden bizi seviyor katlanmak zorunda. Sevgimiz hariç her şeyi veriyoruz ona . Sonra kaybedince vay başım kara toprak oluyor . Belki Milena da bizim gibi yaptı ama Kafka hiç onu üzmedi . Kafka gibi sevmek dileğiyle …
İki kadının mücadelesini anlatan bu kitap bittiğinde günlerce aklımda Meryem karakteri kaldı... Ahh Meryem dedim Ahh be güzelim yaşadıkların dedim belki de hâla 21. Yüzyılda birçok kadının yaşadığı ama kimselerin kimselere yardım edemediği gerçekler dedim.. KADIN GÜÇTÜR. KADIN SABRIN KENDİSİR. KADIN HÜZÜNDÜR. KADIN EVDE AÇAN EN GÜZEL ÇİÇEKTİR. KADIN BELKİ DE DÜNYANIN EN GÜZEL ŞEYİDİR.. KADINLARIN KIYMETİNİN BİLİNMESİ DİLEĞİYLE..
Şimdiye kadar okuduğum EN İYİ Fantastik seri!
Hangi kelimelerle anlatsam bilemiyorum. Sayfa sayısı puntosu göz korkutmasın, kıyamadığım için yavaş yavaş okudum.
Ah ki ne ah bu yazar bozuntusu Patrick Rotfuss, serinin son kitabını 8 yıldır yazmıyor.
En içten küfürlerimi sunuyorum!
Kitap öyle bir yerde bitti ki, kolum kanadım kırıldı.
Geçen sene rüzgarın adını bitirdikten sonra kendimi okumamak için bu zamana kadar tuttum, bitince arkası olmadığı için dayanamayacağımı bildiğimden.
Ama böyle bir kurgu, böyle bir evren yok.
Kvothe benim için çok özel çok başka bir karakter.
Hangi kitabı okursam okuyayım, artık hiç lezzet alabileceğimi sanmıyorum.
Tek tesellim Zaman Çarkı serisine henüz başlamamış olmam.
Ayrıca Brandon Sanderson'ın Sissoylu serisi de bu seriyle kafa kafaya yarışır. Ama benim gözümde geçemedi henüz.
Fantastiğe başlamak için doğru bir seri değil ama ortalama okurlar için hiç bekletilmemesi gereken harika bir seri. Bayıldım Bayıldım Bayıldım.
İlk kitaba oranla daha fazla detay ve yeni karakterler vardı,Ademlere özellikle hayran oldum.
Keşke filmi olsa dizisi olsa.
Tez zamanda kıymetinin bilinmesi dileğiyle....
Önünde saygıyla eğiliyorum..
