Suçumu kabul ediyorum ! Sökün tahtaları ! İşittiğiniz , o iğrenç kalbin sesi işte !
Sayfa 192
Nemo me impune lacessit." (Bana saldıran cezasız kalmaz.)
Sayfa 21
Reklam
Qui n'a plus qu'un moment a vivre N'a plus rien a dissimuler. (Yaşayacak tek ânı kalmış olanın gizleyecek şeyi yoktur).
Bak! İşte bir gala gecesi Issız geçen yıllardan sonra! Peçeye ve gözyaşına hapsolmuş Nice kanatlı melek Oturmuşlar tiyatroda, izlemek için Umut ve korku dolu bir oyunu Kimi zaman da orkestra çalıyor Yerküreyle gökkubbenin musikisini. Ulu Tanrı'yı taklit eden oyuncular Mırıltılar ve fısıltılarla Uçuşuyorlar etrafta. Biçare kuklalar onlar, Sahneyi ileri geri hareket ettiren. Boşluktaki biçimsizliklerin yönettiği Akbaba çırparken kanatlarını Görünmez sıkıntıları ortalığa seren! Ah, bu karmakarışık drama! Unutulmaz, eminim. Hep kovalayacak hayaleti, Ayı çemberde gezen, Başlangıç noktasına dönen, Ve yakalamayı beceremeyen ahali. Bolca delilik, bolca günah, Ve korku, işte konunun özü bu. Baksanıza! Oyuncuların hengâmesine Bir sürüngen karışıyor! Sahnenin metruk yakasından Kan kırmızısı bir şey Kıvranarak, ölümcül sancılarla geçiyor Oyuncuları kendine yem ediyor İnsan kanına bulanan ağılı dişleri Gören melekler hıçkırıklara boğuluyor. Sönüyor, sönüyor ışıklar, sönüyor her şey! Ve titreşen her cismin üzerine Fırtına misali iniyor perde Tabut örtüsü niyetine! Solgun melekler doğrulup Çıkarıyorlar peçelerini ve bildiriyorlar: Bu oyun bir tragedyadır, adı "insan" Kahramanıysa muzaffer solucan.
"Ölüyorum, fakat yaşayacağım." "Morella!" "Bir gün olsun beni sevmedin; beni yaşarken sevmedin ama ölümümün ardından bana tapacaksın!" "Morella!" "Evet, ölüyorum. Fakat içimde bana duyduğun azıcık sevginin izi var!"
Sen de pekâlâ ruhumun doğasına aşinasın...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.