Korku veya aşk ya da körlük, ölüme karşı bir ifade duygusunun yanılsamalı halidir. İnsan aşık olurken sonsuzu ister bu yüzden ölümü düşünmek dahi istemez. Gerçek korku, aşkla süregiden bir ölümün unutuş halidir. Unutuşta bize yansıyan, sonsuza dair duyulan isteğin ölümü olumsuzlamasıdır. Uygarlığın hastalığı ölümü insanlara unutturmuştur. Mezarlar şehre yakın yerlere değil, şehrin dışına sürülür. Ölüme karşı duvarlar inşa etmek, Kızıl Ölümün Maskesi adlı öyküdeki Prens Prospero’nun yazgısı gibidir. Ölüm bir şekilde tüm sınırlara aşıp insanın bağrına ulaşır. Platon, Pheidon diyalogunda felsefe için, ölüme bir hazırlık olduğunu ifade etmişti. Ölümü kabullenmek, onunla yüzleşerek yaşamın anlamını da kavramak anlamına gelebilir.