Güzellikten bir tür sevimsizlik çıkarmayı nasıl başardım -barış antlaşmasında da bir keder benzetmesi cıkarmayı? Ama etikte kötü iyinin bir sonucuysa, yine aynı şekilde sevinçten keder dogar. Ya geçmisten kalmıs mutlulukların anısı bugünün acısıdır, ya da var olan ızdıraplar kökenlerini var olmuş olabilecek esrikliklerden alırlar.
Dış dünya, kendi başının çaresine bakmalıydı. Bu zamanda yas tutmak ya da taslamak anlamsızdı.
“İnsanın mükemmelliğine dair hiçbir inancım yok. Bence insan, insanlık üzerinde takdire değer bir nebze bile emeğe sahip değildir.”
“Hareket, zihnin eylemidir; düşüncenin değil.”
Öyle etkilendim ki hepsini yazmaya üşenmeyeceğim sanırım
“O bir ruh değil, çünkü var. Senin anladığın şekilde bir madde de değil. Fakat insanların hiç bilmedikleri maddesel sıralamalar vardır; kalın olan ince olanı harekete geçirir, ince olan da kalın olanı kaplar. Örneğin atmosfer, elektriği harekete geçirir ve elektrik de atmosferin içine işler. Bu maddesel sıralamalar da biz en sonunda parçağı olmayan, bölünemeyen bir tek maddeye ulaşıncaya dek seyrelir ya da incelir. İşte, itici güç ve içine işleme kanunu da bu noktada değişir. En son ya da parçacığı olmayan madde, her şeyin içine işlemesinin yanı sıra her şeyi harekete geçirir ve böylece kendi içindeki her şeydir. Bu madde Tanrı’dır. İnsanların ‘düşünce’ sözcüğüyle somutlaştırmaya çalıştıkları, bu hareketli maddedir. “
“Tinsellik diye bir şey yok. Bunlar boş laflar. Nitelikler dışında, madde olmayan hiçbir şey yoktur.”