Ve bir kitap daha bitti çok şükür...
***
Kendisine Ulu Hakan ya da Kızıl Sultan denilen bu şahsiyete ait bu Değerli eseri ,
Büyük Önder Atatürk'ün, şu meşhur vecizesi ışığı altında okudum .
Ne diyor Büyük Ata :
"Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır "
Benim yorumum da eserin sonunda Büyük Atatürk'ün yaptığı yorumdur .
Merak mı ediyorsunuz o zaman eseri objektif bir gözle okuyunuz ...
KK
Türkiye'de düşünme mevkiine gelmiş herkes garip, anlaşılmaz bazı tercihlerle akıl yürütme yoluna girmiş olur. Ya Abdülhamit'i benimser, Jön Türklerin hain olduğuna karar verirsiniz
veya Jön Türklerin mutlak mânâda haklı olduklarına
inanır, Abdülhamit'e "Kızıl Sultan" damgası vurursunuz.
Bu tercihler skalası günümüze kadar uzatılabilir.
Düşünme sorumluluğunu yüklenen kişinin birinci görevi durumu anlamak olmalıdır oysa. Herkesin haklı olduğu yönleri arayıp bulmalıdır, demek istemiyorum, yalnızca Türkiye gerçeğinin her olayda aranıp bulunmasının doğru düşünmeyi mümkün kılacağını işaret etmek istiyorum.
Bu yapılamadığı için çok dar bir bakış açısı, kısa görüşlü bir yaklaşımla günübirlik çözümler peşinde olunması Türkiye'ye mahsus bir kültür ve anlayış dünyasının bina edilmesini zorlaştırıyor. Böylelikle her âsi nesil çölde kaybolan ırmaklar gibi ne kendi yapısını tatminkâr bir olgunluğa ulaştırabiliyor, ne de ülkesine verebileceği çok değerli ürünleri ortaya koyabiliyor.
Ferhat Hoca, çok eskiden bu yana pir ocağım, ocağın dedelerini duymuştu, biliyordu. Bunlar, Baba İshak soyundan geliyorlardı. Baba İshak on üçüncü yüzyılda başkaldıran Türkmen lerin, Ağaçerlerinin piriydi. Bu pir ocağının şimdiki Dedesi de Cafer Dedeydi. İshaklıların soy kütükleri de buradaydı. Ferhat Hoca, Baba İshaklılann maceralannı
Deutsche Bank öncülüğünde bir sermaye grubu Anadolu Demiryolu Şirketi'ni kurdu (1888), Şirket önce Haydarpasa-İzmit demiryolunu satın aldı. Sonra İzmit-Ankara hattının imtiyazını alarak 1893'te inşaatı bitirdi. Aynı yıl Eskişehir-Konya imtiyazını aldı. Fakat bu sefer işe yüzde 40 sermayeyle Fransızlar ve yüzde 20'yle Osmanlı sermayedarları da katılacaktı. Konya'dan ötesi gündeme geldiği sırada İngilizler almaşık bir tasarım sundular. Bu, İskenderun-Basra demiryolu tasarımıydı. Ermeni sorunu yüzünden Avrupa Abdülhamiti "Kızıl Sultan" ilan ederken II. Wilhelm bir kez gayriresmi (1889), bir kez de resmen (1898) İstanbul'u ziyaret ederek Anadolu Demiryolu Şirketi'nin Konya-Bağdat hattının ön imtiyazını almasını sağladı.
Sayfa 31 - İş Bankası Kültür Yayınları 9. BasımKitabı okudu
Küçüklüğümden beri dine karşı hep bir yakınlık duymuşumdur. Rahmetli babaannenim okuyup üflemeleri, uyumadan önce kendisiyle birlikte tekrar ettirdiği şiirsel “yattım Allah kaldır beni” duası, annemin ezberlettiği sureler, kılınan cuma namazları beni bir din atmosferinin içine sokmuştu. Zaten çocukluk döneminde böyle olmaz mı hep? Çocuk ne