19 Nisan 1515'te Safevilerin idaresindeki Kemah'ı ele geçirdikten ve Safevi akıncı kollarını başarısızlığa uğrattıktan sonra, Safevilerle işbirliği yaptığına inandığı, anne tarafından dedesi olan Dulkadıroğlu Alaüddevle Bey'e yöneldi. Alaüddevle Bey 1480'de Fatih Sultan Mehmed sayesinde Dulkadırlıoğulları tahtını ele geçirmişti. Merkezi Maraş olan bu beylik, Osmanlılar ile Memlükler arasında sıkışmış ve bir nüfuz mücadelesi alanına dönüşmüştü. Safevilerin ortaya çıkışıyla da bu defa üçüncü bir aktör olarak onlar devreye girmişti. Alaüddevle Bey, kızından torunu olan Sultan Selim'e babasını tahttan indiren bir oğul olarak pek iyi gözle bakmıyor, ne yapacağı belli olmayan bir hükümdar olarak tanımlıyordu. Bu sebeple Memlüklere daha da yakınlaşmıştı, ama Osmanlılar, Safevi ve Memlük çatışmalarında doğrudan taraf olmak niyetinde değildi. Bu yüzden Çaldıran seferi sırasında Selim'in taleplerini savsaklamış hatta onun Osmanlılara karşı Safevilerle ittifak yaptığı gibi asılsız şayialar da çıkmıştı.