Final haftası malum, insan ders çalışmak dışında her şeyi yapmak istiyor. 40 dakikada biten çıtır çerez bir kitaptı. Sayfa sayısı 50 zaten. 70 yaşında bir yaşlı olarak doğup her sene küçülen Button’ın hikayesini anlatıyor. Aklımı kurcalayan tek kısım, Bayan Button’ın 1.65 boyundaki bir yaşlıyı nasıl doğurduğu gerçeği
Millennium serisine başlamak için geç kaldığımı kabul etmem gerekiyor incelemeye geçmeden önce. Tam bir polisiye tutkunu olarak şu ana kadar neden okumadığımı kendim de anlamadım ama bahane olarak son yıllarda edebi değeri daha yüksek olan klasik benzeri kitaplara öncelik vermem gösterilebilir. Yaklaşık bir buçuk yıldır covidle mücadele ettiğimiz
Yemek konusu dışında babamla anlaşamadığımız hiçbir konu yoktu. Alman usulü çocuk yetiştirme gariplikliklerine de hiçbir zaman itirazım olmamıştı. Alman çocukları gibi akşamları erkenden yatar, hem gece hem de gündüz evde yalnız başıma kalabilir, kendi kendimi oyuncaklarımla, kitap ve dergilerle oyalayabilirdim. Büyüklerin sözüne karışmaz,
Murat Gülsoy, her ne kadar kendisini yazar olarak tanıtmak istemese de, yazar ve akademisyen. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Mühendislik ve psikoloji eğitimi almış. Öyküleri ve romanları dışında yaratıcı yazarlık üzerine yaptığı etkinlikleri ve “Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık” kitabı ile öne çıkıyor.
Gülsoy’un