124 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 hours
Ağrıdağı Efsanesi- Yaşar Kemal
1970 yılında yayımlanan Ağrı dağı efsanesi, realist bir bakış açısıyla yazılan destansı bir romandır. Bir aşk destanıdır. Gülbahar ile Ahmet’in aşkını konu alır. Bu aşka karşı çıkan Gülbahar’ın babası Mahmut Han’a karşı verdikleri mücadeleyi anlatır. “ Eğer edebiyatı keşfetmeseydim, destanlar söyleyen bir halk ozanı olurdum.” der usta yazar,
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı Efsanesi · Yapı Kredi Yayınları · 202227.9k okunma
İsmet İnönü: " Enver Paşa Harbiye Nazırı olunca, Balkan Harbini yapan orduyu tamamıyla temizledi. Balkan harbini kumanda eden heyeti kâmilen tasfiye etti. Yüzbaşılar, binbaşılar birinci derecede kilit yerlerine geldiler. Yarbaylar tümen kumandanı oldu, albaylar kolordu kumandanı oldu. Bu genç subaylar kadrosu canla başla çalıştı ve yeniden düzenli ordu ile Cihan Harbine girdik. Ordu böyle kuruldu, ve ordunun yetiştirdiği kadro, bu ordunun yetiştirdiği kumandanlar, Milli Mücadelenin bel kemiği olan insanlardır."
Reklam
Sırtına afili bir giysi geçirip boynuna medeniyet yularını taktı mı, tefeci bile kibarlar arasına karışır, efendiden sayılır.
Dünyanın bütün insanları şimdiye kadar bu köyden gelip geçtiler, oğlum," dedi baba. "Burada yeni şeyler aramaya geldiler, ama hiç değişmediler. Şatoyu gezmek için tepeye çıkarlar ve geçmişin günümüzden daha iyi olduğuna karar verirler. Saçlarının rengi ister açık, ister koyu olsun, hepsi de köyümüzün insanlarına benzerler." "Ama ben, bu insanların geldikleri ülkelerdeki şatoları bilmiyorum," diye yanıtladı delikanlı. "Bu insanlar, tarlalarımızı, kadınlarımızı görünce, her zaman burada yaşamak istediklerini söylerler," diye sürdürdü baba. "Onların geldikleri yerlerin kadınlarını ve topraklarını tanımak istiyorum," dedi oğul bunun üzerine. "Çünkü hiçbiri bizimle kalmıyorlar burada." "Ama bu insanların cepleri para dolu," dedi baba. "Bizim burada, yalnızca çobanlar başka yerleri görebilirler." "Öyleyse, ben de çoban olacağım." Bunun üzerine baba hiçbir şey söylemedi.
“Halk dediğin, olabilecekken, özgür olmak istemeyen, çektiği aptal acılara aptal zevkler sayesinde katlanan ve bütün sosyal anlaşmalara uyan bir mahluktur. Koyunlar sürüsü ve çobanlar sürüsüdür. Onun ötesindeyse bireyler vardır. Bireyin halka duyduğu nefret daim olmalıdır…”
"Lût Peygamber, Hz. İbrahim döneminde yaşamış. Hz. Lut'un yaşadığı şehrin adı Eski Ahit'te Sodom olarak geçer. Tevrat'ta amcası Hz. İbrahim tarafından çobanlar arasında çıkan bir anlaşmazlığı çözmesi için Sodam'a gönderildiğini yazar. Kur'an'da ise onun Allah'ın elçisi olarak komşu illere gönderildiği söylenir, Lût Peygamber, kavmine Allah'ın emirlerine uymalarını tebliğ eder ve Tanrı'ya karşı gelmekten sakınmalarını ahlaksızlık ve günahtan uzaklaşmalarını bildirir. Azgın ve sapkın halk ise onunla alay eder ve peygamberliğini kabul etmez. İşlerine karışmaya devam ederse onu ve ailesini sürgün etmekle tehdit ederler. Hatta, ileri gidip 'Allah'ın azabını getir de görelim' diye küfre saparlar. Hz. Lût'un evine bir gece üç melek gelir. Kavminin yok edileceği haberini verirler. Sonunda korkunç bir felaketle helak edilirler. Kur'an'daki ayetlerde onları dayanılmaz bir sesin yakaladığı, yurtlarının üstünün altına çevrildiği ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırıldığı yazar."
Sayfa 317Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.