Her insanın yüreğinde karanlık bir kuyu vardır!
Bu kitap okuduğum ilk polisiye roman ..psikolojik gerilim filmlerini daha önce çok izlemiştim. kitap olarak okumak bambaşka oluyormuş. Kadınları kurban olarak seçen, kollarına 118 sayısını sigara ile damgalayan bir psikopat katil ve bu damgacı katili yakalamaya çalışan FBI ajanları... .bir seri katilin işlemiş olduğu cinayetler bütün detayları ile anlatılırken aynı zamanda FBI in katili ararken yaşadıkları tarafsız bir şekilde gözler önüne seriliyor Kitap hem geçmişten hem şimdiki zamandan bahsetmiş... Geçmişte seçilen kobaylar, çocuklara,insanlara katile dönüştürmek için ilaçlar verilir.Özel teknikler sayesinde beyin yıkama seansları yapılır.
Katil kesinlikle bu dediğimiz anda başka bir şok yaşıyorsunuz...Tahmin edilemeyecek muhteşem bir sonla bitiyor kitap..
Andy ile Vicky'nin de içlerinde bulunduğu bir grup genç 200 dolar karşılığında 'Dükkan' adlı bir kuruluşun bir ilacı kendi üzerlerinde denemeleri için denek olmaya karar verirler. Bu ilaçlar kendilerine birtakım güçler verecektir.
Andy ile Vicky burda tanışıp birbirlerini aşık olup evlenirler ve Charlie adında bir çocukları olur. Anne ve babası Charlie'nin kendi güçlerinden farklı olarak düşünce gücü ile istediği nesneyi yakabildiğini fark ederler. Diğer tüm kobaylar gibi Andy ile Vicky'de 'Dükkan' tarafından takip ediliyordur. Ve Charlie'nin bu özelliğini keşfettiklerinde onu bir an önce ele geçirmeye çalışırlar.
Kitap gayet akıcı ve sürükleyiciydi ama 700-800 sayfa olsaydı çok daha güzel olurdu. Bölümler arasından direkt geçiş olması bazı boşluklar bırakıyor ve karakterlerle yakınlaşmak zorlaşıyor. Kısacası daha ayrıntılı bir kitap olsaydı başyapıtlarından biri olabilirdi bence King'in.
Kitapta, iş hayatına internetin girmesi ile acımasız bir sektör haline gelmesinin aynı doğrultuda nasıl ilerlediğini okuyoruz. Bir taraftan ülkeler arası sınırlar kalkarken bir taraftan tüm şirketlerin daha iyi ama daha acımasız olması ve insanların robotlaştırılma serüvenine bir bakış atıyoruz.
Kitap , üç ana bölüme ayrılmış; Labirent'teki
Çıldırtma Deneyi
Hayali bir kasaba düşünün ,bu kababada insanlar hiç bir şekilde,yüzyıllardır tek bir kavga bile etmemiş olsun.Bu kasabada çalışan polis,avukat ve belediye başkanları gibi,halkın güvenliği için çalışan devlet memurlarının formalite icabı orda görev yaptıklarını düşünün. Kişisel hırsların,kibrin,öfkenin,nefretin, kıskançlığın ve kavgacı ruhların olmadığı bir kasaba. Gerçekten bunları hayal edebildiniz mi? Ben edemiyorum. Ve böyle bir yer de yok. İşte Doktor Ox, deneyini böyle hayali bir kasabada uyguluyor. Nasıl mı ?
Çılgın ve dahi bilim adamı Doktor Ox, dünyanın geri kalan kısmından tamamen izole olmuş Quiquendone kentine,bütün şehri aydınlatma projesi adı altında halka yalan söyleyip,aslında bütün orda bulunan halkı yapacağı deney için canlı kobaylar haline getiriyor .
Yaptığı şey ise havaya saf ve temiz oksijeni salmak. Evet yaptığı deney bu.Normal havayı soluyarak ,hayatlarına tartışmasız, gürültüsüz,kavgasız bir şekilde devam eden bu insanlara temiz hava verilince üstlerindeki sakinlik ve dinginlik bir anda yok oluyor. Bunu kitaptaki şu cümlelerle açıklamak istiyorum: "Oksijene doymuş bir ortamda yaşanırsa, kızgınlık, aşırı kızgınlık, tutuşma hali ortaya çıkar!"[s.89]
Doktor Ox neden böyle bir deney yapmak istedi? Neden adeta normallik ve durgunluk abidesi olan Quiquendone halkını delirtmek istedi? Çıldırmalarını neden istiyordu? Belki de; kendinize gelin,siz insansınız ve insan ırkı bu denli tekdüze,sıradan, çeşitlikten yoksun, sınırsız ve sakin olamaz demek istiyordu.Belki de bizi çıldırtarak kendimize gelmemizi istiyordu.
Dünya'nın önde gelen şirketlerinin(Amerika menşeili) çalışma düzenine odaklanan, bu odaklanmadaysa daha çok kapital düzenin zararlarını hedef almış Dan Lyons.
İsimleri hayatlarımıza yerleşmiş şirketlerin insanları bu denli sömürdüğü ve kullan-at mantığıyla yaklaşması kitap boyu insanı rahatsız ediyor. Sadece çalışma hayatına değil çalışma hayatının insan psikolojisine büyük etkisine sürekli değinmesi kitapta hoşuma giden noktalardan birisiydi.
Yazarın kaynak olarak değerli insanlarla röportaj yapması ve ağını geniş tutması olumlu bir nokta.
Beni araştırmaya ve daha fazla bilgi toplamaya iten bir kitaptı.
Her insanın yüreğinde karanlık bir kuyu vardır.
Polisiye -gerilim türünde heyecanı hiç bitmeyen sürükleyici bir kitap...
Kadın cesetleri bulunur ve hepsinin üstünde farklı kadın isimleri ve 118 rakamı dağlanmıştır...Bu seri katile Damgacı adı verilir.
Cinayetlerin neden işlendiği ? , öldürülen kadınların birbirleriyle bağlantısı varmı ? , Kadın isimleri kimlere ait ve 118 rakamının gizemi nedir ?
Bunlar araştırılırken profil uzmanı olan Mike olayların peşine düşer...Kendi ruhsal sıkıntıları da vardır.Bu cinayetleri çözeyim derken kendisinin ruhsal sıkıntıları daha sorun oluşturmaya başlar...
Mike araştırdıkça seri katil Damgacı kafayı ona takmış gibidir.Mike in geçmişinde yaşadıklarını gün yüzüne çıkartmaya, hatırlatmaya çalışır.
Kitap hem geçmişten hem şimdiki zamandan bahsetmiş... Geçmişte seçilen kobaylar, çocuklara,insanlara katile dönüştürmek için ilaçlar verilir.Özel teknikler sayesinde beyin yıkama seansları yapılır.
Katil kesinlikle bu dediğimiz anda başka bir şok yaşıyorsunuz...Tahmin edilemeyecek muhteşem bir sonla bitiyor kitap..
Okuyunuz..okutunuz..tavsiyemdir.