Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KAPİTALİST MODERNİTENİN BİLİMCİLİĞİ; günümüzün toplumsal ahlaki çöküntüsü, doğanın, bitkilerin, hayvanların birer birer yok oluşu, soluduğumuz havanın, suyun her geçen gün kirlenerek tükenişi, kıyamete giden yolu döşeyen taşlar oluyor. Bu çöküntü, kapitalist bilimciliğin kadın ve toplum karşıtlığının ürünüdur. Günümüzde bilim her şeyi anlamaya, çözmeye çalışıyor, anlamadığı tek şey ise yaşamın, kadının, toplumun kendisidir. Deney ve gözleme dayanarak salt analitik akılla insanı, doğayı, evreni anlama çabası, hakikati korkunç parçaladı, mekanikleştirdi, anlamı donuklaştırıp robotlaştırdı. Dogmatizm bilimcilikle en tehlikeli düzeye vardı. Bilimci söylem tanrı buyruğu gibi oldu. Bu yöntemle parçalanmayacak, dokunulmayacak hiçbir değer yoktur, toplumun, kadının, insanlığın kutsalı bırakılmamıştır. Kutsal olan sadece bilimcilik, egemen erkek, onun doğruları ve hizmet ettiği para sistemidir. Bu nedenle bilimcilik yöntemi kadını metaların kraliçesi haline getirdi. Kadın fahişeliğin, ucuz işçiliğin, tecavüzün, cinayetlerin, reklamcılığın, sanal aşkların, her türden ahlaksızlığın kraliçesi haline gelmiştir. Gönüllü kölelik, cinsiyetçiliğin son varmış olduğu aşamadır.
LÜTFÜ ŞEHSUVAROĞLU ve TAVIR...
- " (...) 1986-1987’de çıkan İBDA-C’ı dergilerden TAVIR’da, Lütfü Şehsuvaroğlu’nun sorulan suallere verdiği cevab: İsim, TAVIR... Yol belli ve kol Büyük Doğu ve onun doğurduğu İBDA hamlesi olursa, sorunun içinde cevabın saklı olması da elbet kaçınılmaz olur; sorunuzda olduğu gibi… Ben, iki sorunuzu şu iki başlıkta topluyorum: Büyük
Reklam
Cahillik insan için bir konfor alanıdır. Cahillik derken bütün insanları kast ediyorum, şu ya da bu ölçüde, nicelik olarak her insan belirli konulara karşı cahillik taşır. "Ruh, şeyleri var olmasalar bile, daima kendisinde hazırmış gibi hayal eder, yeter ki şimdiki varlıklarını dışarıda bırakan nedenlerle karşılaşmasın"(Etika) Dahası
Kulluk
Muhtaç değildi elbet Yaratan, yarattığının kulluğuna. Lakin Yaratan o kadar büyüktü ki Adem'in O'na varmaya kulluktan başka yolu yoktu. Kendisini, ister istemez değil, istekle kulluk eder buldu. Bu kulluğun sayesinde sayeban oldu. Zorunlu kölelik değil, şuurlu kulluktu bu...
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu
Özgürlüğün Yolu Tanrı'yı Reddetmekten mi Geçer.
Bir kadın(Bütün kadınlar için söylüyorum) yaşamının sonuna kadar bir/birçok erkeği sevmekten ve bir/birçok erkeğe yaklaşmaktan uzaklaştığında, bir erkekte (Bütün erkekler için söylüyorum) yaşamının sonuna kadar bir/birçok kadını sevmekten ve bir/birçok kadına yaklaşmaktan uzaklaştığında, anne çocuğuna merhametten vazgeçtiğinde insanlar da Tanrı'dan ve Tanrı'ya tapınmaktan vazgeçebilir belki.Dünyaya bakın insanların bir erkeği ya da bir kadını sevmek için, annenin evladına merhameti nedeniyle yanıp tutuştuklarını göreceksiniz.Bir erkeği ya da bir kadını sevmek, annenin çocuğuna merhameti Tanrı'yı sevmekten başka mı dersiniz.Neden? Bir kadının bir erkeği sevmesi, bir erkeğin bir kadını sevmesi, annenin evladına merhameti doğuştan olan doğasından kaynaklanan özgürce bir durum mu?Bunlar olması gereken insanı bir durum da Tanrı'ya inanmak ve sevmek akılsızlık ve kölelik mi? Neden?Bir kadın bir erkeği sevdiğinde ve bağlandığında özgürlüğünden ödün vermiyor mu?Anne evladına merhameti nedeniyle özgürlüğünden ödün vermiyor mu? Bağlardan kurtulduğumuzda kısmende olsa özgürleşeceğimiz açık ama kim ister korkunç ve yalnızlık içindeki kısmi özgürlüğü.Özgürlüğe giden yolun Tanrı'yı reddetmekten geçtiği düşüncesi ne budalaca.İnsanların zengini de fakiri de sürgündedirler.Kimi parasının, kimi otoritenin, kimi gücün, kimi aklın, kimi bilimin, kimi de Tanrı bilincinin esiridirler.Sürgün alanındaki insanların genel eğilimi ya diğer insanlara, ya arzularına, ya da Tanrı'ya iltica etme yönündedir.İsteyen istediği kulluğu seçebilir.
148 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.