Kendimi bildim bileli kentlerde insanlar kurşunlarla değil kararnamelerle öldürülüyorlar.
Reklam
Başkalarının acılarına katlanmak, kendi acılarına katlanmaktan daha kolay geliyordu ona.
96 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Benim hüzünlü orospularım; Hiç hoşlanmadığım ve neden yazılmış olduğunu anlayamadığım bir kitap oldu hakikaten. Yazarın isim olarak bu kadar büyük olması ve bu kitap, hiç bağdaşlaştıramadım. Kurgusuna hayran mı kalınmış olunuyor böyle? 90 yaşında bir kişinin 13-14 yaşında bakire bir kız çocuğu ile birlikte olmak gibi bir şeyi istemesi ve bunu bir bakıma gerçekleştirmesi.. Bu tür şeylerin taaa o tarihlerden bu zamana normalleştirilmesi anlamına geliyor. Demek ki pedofilinin tarihi o kadar eski. Yani son 10-15 senelik bir mevzu değil. Marquez en merak ettiğim yazarlardan biriydi. Kırmızı pazartesi de aynı şekilde sevdiğim bir kitabıydı. Kalbim küt küt okumuştum Santiago Nasar’ın hikayesini orada. Aynı zamanda Yüzyıllık Yalnızlık, Kolera Günlerinde Aşk ve Albaya Mektup Yok’ta okumak istediğim kitaplar içerisindeydi. Şimdi bu kitaptan sonra bende yazara karşı önyargı oluştu. Bu konu; adamın bilinçaltında barındırdığı kendi fikirleri mi yoksa ısmarlama bir kitap mı diye? Sanırım uzun bir süre Marquez okumak istemiyorum. Benim için kısa süreli bir okuma oldu. Aklımda kalmamış oldu en azından. Her yerde karşıma çıkıyordu zaten kitap.. Puan vermek gerek mi onu da pek bilemiyorum Sadece edebi anlamında bir okuma diyebilirim. İyi ki okudum. Kitap okumadan geçen bir gün bizim için kayiptır diyip yeni kitabımı seçelim bence
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201920,6bin okunma
"Ruhunun derinliklerinde,bu dünyada hiç kimsenin kimseyi onun kadar sessizce sevmediğine inanıyordu."
"Savaş dağlarda" dedi. "Kendimi bildim bileli kentlerde insanlar kurşunla değil, kararnamelerle öldürülüyorlar. "
Sayfa 100
Reklam
İnsanın sevdikleri tüm eşyaları ile birlikte ölmeli.
Sayfa 73
Başkalarının acılarına katlanmak, kendi acılarına katlanmaktan daha kolay geliyordu ona.
Sayfa 20
“insanların her zaman annelerinin onları dünyaya getirdiği zaman doğmadıkları, yaşamın onları bir kez daha, hem de sık sık kendi kendilerinden doğmaya zorladığı düşüncesine kaptırdı kendini.”
İnsan fiziken bir kez doğar, peki ya ruhen? Yaşadığımız ömür boyunca kaç defa hayal kırıklığı yaşadık, kaç defa düştük, kaç defa yeniden ayağa kalktık düşünsenize bir? İnsanoğlu böyledir çünkü defalarca yıkılsa da yeniden ayağa kalkmak zorundadır. Hani büyük alim Mevlâna diyor ya “öldüm der durursun yine de yaşarsın” tam olarak böyledir hayat. Annemizden bir kez doğarız evet ama ölene kadar defalarca kez yeniden doğmak, yeniden ayağa kalkmak zorunda kalırız.
Reklam
Bacağı kesilmiş kimseler, artık olmayan bacaklarının yerinde acıları, krampları, karıncalanmaları duyarlar. Onsuz kendiside böyle duyumsuyordu kendisini; artık olmadığı yerde duyuyordu kocasını.
"Kendimi bildim bileli kentlerde insanlar kurşunla değil, kararnamelerle öldürülüyorlar."
"İnsanın sevdikleri tüm eşyalarıyla birlikte ölmeli."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.